Albert Camus
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Batı felsefesi 20. yüzyıl felsefesi |
|
---|---|
Resim:Albertcamus.jpg | |
İsim: | Albert Camus |
Doğum tarihi: | 7 Kasım, 1913 Mondovi, Cezayir |
Ölüm tarihi: | 4 Ocak, 1960 Villeblevin, Fransa |
Okul/gelenek: | Varoluşçuluk, Absürdizm |
Etkilendikleri: | Søren Kierkegaard, Fyodor Dostoevsky, Franz Kafka, Herman Melville, Jean-Paul Sartre |
Albert Camus ([al'bɛr ka'mʉː]) kabaca Alber Kamü diye okunur ) (7 Kasım, 1913 – 4 Ocak, 1960) Fransız yazar ve filozof. Varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır fakat kendini bir "varoluşçu" ya da "absürdist" olarak tanımlamaz, herhangi bir akımın filozofu biçiminde etiketlenmeyi reddeder. 1957 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır, Rudyard Kipling`den sonra bu ödülü kazanan en genç yazardır. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.
Konu başlıkları |
[değiştir] Hayatı
[değiştir] Çocukluğu ve gençliği
20. yüzyılın en güçlü Fransız yazarlarından biri olan Albert Camus, 1913’te Cezayir’in Mondovi kasabasında doğdu. Babası bir Cezayir Fransız`ı, annesi ise İspanyol`du ve yoksul bir ailelerdi. 1914`te Birinci Dünya Savaşı sırasında babasını kaybetti. Annesi evlerde hizmetçilik yaparak oğlunu okutmaya çalıştı. Ancak Camus, daha bağımsız bir hayat sürebilmek için evinden ayrıldı. 1923`te liseye ardından Cezayir Üniversitesi`ne kabul edildi. Bu sırada sağlık durumu bozuldu, 1930`da vereme yakalandı. Üniversite takımı için kalecilik yapan Camus hastalıktan dolayı futbolu bıraktı. Çeşitli işlerde çalışmaya başladı, felsefe eğitimini 1936 yılında tamamlayabildi.
1934`de Fransız Komünist Partisi`ne katıldı, bu katılım Marksist-Leninist doktorini desteklemekten ziyade İspanya`daki politik durumdan (İspanya İç Savaşı ile sonuçlandı) kaygı duyduğu içindir. Kendisini Stalinist komünizme yakın bulmaması yüzünden Troçkist suçlamasıyla 1937`de partiden atıldı.
1934`de evlendi, karısı Simone Hie morfin bağımlısıydı, fakat evlilik Simone`nun sadakatsizliğine bağlı olarak son buldu. 1935`de "İşçinin Tiyatrosu"`nu (Théâtre du Travail) kurdu fakat bu tiyatro 1939`da kapandı. Aynı yıl Fransa ordusuna verem hastası olduğundan kabul edilmedi.
1940`da piyanist ve matematikçi Francine Faure ile evlendi. 5 Eylül 1945`te bu evlilikten ikiz çocuğu oldu, Catherine ve Jean Camus. Aynı yıl Paris-Soir dergisi için çalışmaya başladı. Henüz Sahte Savaş olarak adlandırılan İkinci Dünya Savaşı`nın ilk zamanlarında bir pasifist olarak kaldı. Paris`in Alman ordusu tarafından işgaline ve daha sonra, 1941`de, Gabriel Péri`nin idamına tanık olması Almanlar`a karşı onun da başkaldırmasına neden oldu. Bu olaydan sonra Paris-Soir ekibiyle Bordeaux`a gitti, aynı yıl ilk kitapları Yabancı`yı ve Sisifos Söyleni`yi bitirdi. 1942`de Cezayir`in Oran şehrine gitti, ardından Paris`e döndü.
[değiştir] Edebiyat kariyeri
Camus, savaş zamanında Fransız Direnişi`ne katıldı ve Combat adında bir gazete yayımlaya başladı. Bu grup Nazi`lere karşı çalıştı. 1943`te gazetenin editörü oldu fakat 1947`te Combat ticari bir gazete olunca buradan ayrıldı. Jean-Paul Sartre ile tanışması burada gerçekleşmiştir.
Savaştan sonra Boulevard Saint-Germain`deki Sartre ve arkadaşlarının bulunduğu Café de Flore`ye gitmeye başladı. Ayrıca Birleşik Devletler`i Fransız varoluşçuluğu hakkında ders vererek turladı. Sol görüşlere sahip olmasına rağmen, komünizmi ciddi biçimde eleştirmesi ona komünist partilerde arkadaş kazandırmadığı gibi Sartre`den de uzaklaştırdı.
1949`ta tüberkülozunun nüksetmesi sonucu 2 yıl inzivaya çekildi. 1951`de Başkaldıran İnsan`ı (L'Homme révolté) yayımladı. Bu kitaptan sonra Fransa`daki birçok sol görüşe sahip arkadaşıyla bozuştu ve Sartre`den bütünüyle ayrıldı.
Camus`nün felsefeye olan en büyük katkısı absürt (saçma) düşüncesi olarak kabul edilir, Sisifos Söyleni`de ele aldığı,Veba ve Yabancı gibi eserlerinde çeşitli karakterlerle örneklerini verdiği düşünce.
1950`lerde Camus insan haklarına kendini adadı. 1952`de Birleşmiş Milletler General Franco diktatörlüğündeki İspanya`yı üye olarak kabul edince UNESCO`daki çalışmalarından ayrıldı. 1953`te sert Sovyet metodlarını eleştirebilen ender solculardan biriydi.
Aslında pasifist olan Camus, idam cezasına karşı savaşını sürdürdü. İdam Cezasına Karşı Birlik`in kurucusu olan Arthur Koestler`le birlikte yayımladığı makale önemli eserlerinden biridir.
Cezayir Kurtuluş Savaşı 1954`te başladığında Albert Camus ahlaki bir ikilem içinde kaldı. Camus, Cezayir doğumlu olduğundan siyah ayak (pied-noir) olarak tanımlanırdı. Savaşta Fransa hükümetini savundu, Kuzey Afrika`da başlayan isyanın aslında Mısır önderliğindeki yeni-Arap emperyalizmi ve batıya saldıran SSCB`nin işi olduğunu düşünüyordu. Böylece Avrupa kuşatılacak ve ABD yalnız kalacaktı (Actuelles III: Chroniques Algeriennes, 1939-1958). Cezayir`in özerkliğininden ve hatta federasyon olmasından yanaydı, fakat bütünüyle bağımsızlığını desteklemiyordu. Öte yandan Araplarla birlikte siyah ayaklarında beraber yaşayabileceğini düşünüyordu. Ölüm cezasına çarptırılan Cezayirliler`in kurtulması için de gizlice çalıştı.
[değiştir] Ölümü
1955 ve 1956 yıllarında Fransız L'Express dergisinde yazdı. 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü`nü kazandı, genel yaklaşım bu ödülün bir önceki yıl yayımlanan Düşüş için değil idam cezasına karşı yazdığı Réflexions Sur la Guillotine makalesi için verildiğidir. Stockholm Üniversitesi`nde bir konuşma yaptığı sırada Cezayir konusundaki hareketsizliğini savundu fakat daha sonra da Cezayir`de yaşayan annesinin başına ne geleceği konusunda meraklandığını söyledi. Çelişkili sayılan bu durum Fransız sol entelektüelleri tarafından tepkiyle karşılandı.
4 Ocak 1960`da Sens yakınlarındaki küçük Villeblevin kasabasında "Le Grand Fossard" isimli bir yerde geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Yanında tren bileti bulundu. Büyük olasılıkla trenle gitmeyi planlamıştı fakat arkadaşıyla birlikte arabayla dönmeyi tercih etti [1]. İronik biçimde ilk yıllarında Camus, araba kazası sonucu ölmenin en absürt ölüm şekillerinden biri olduğunu belirtmişti.
Facel Vega marka otomobilin sürücüsü ve yayımcı dostuda kazada hayatını kaybetti. Camus Mezarlığına (Lourmarin, Vaucluse, Provence-Alpes-Côte d'Azur, Fransa) gömüldü.
Camus geride Catherine ve Jean isimli ikiz çocuk bıraktı. Telif haklarını şu anda ellerinde bulundurmaktadırlar.
Ölümünden sonra Camus`nün iki çalışması daha yayımlandı. İlki Mersault (Yabancı`daki Meursault ismindedir) karakterini içeren Mutlu Ölüm 1970`de yayımlandı. Bitmeyen otobiyografik romanı İlk İnsan 1955`te yayımlandı.
[değiştir] Camus`ye göre saçma (absürt, uyumsuz) felsefesi
Genelde varoluşçulukla birlikte ele alınan "Absürdizm" (Saçma, uyumsuzluk felsefesi) ile birçok yazar ilgilenmiş ve bu felsefi düşünce akımını kendine göre yorumlamıştır, Camus "saçma"`nın kurucusu değildir fakat bu düşünce akımında önemli bir yer tutar.
Camus, makalelerinde okuyanı dualizmle tanıştırır. Mutluluk ve keder, yaşam ve ölüm, karanlık ve aydınlık.. Hayatın çeşitli biçimlerde geçtiğini ve insanın ölümlü olduğu gerçeği de budur. Sisifos Söyleni`de bu dualizm bir çelişki halini alır: Bir yanda yaşayarak hayatlarımıza değer vermekte öte yandan eninde sonunda yok olacağımız gerçeğini de bilmekteyiz. Bu çelişkiyle yaşamak "Absürt"`ün ta kendisidir. Eğer hayatımızın anlamsız ve boşuna olduğunu biliyorsak, kendimizi öldürmeli miyiz? Bu trajedik kısır döngü nasıl aşılabilir? Camus saçma kavramını burada kurar: yaşamın beyhudeliğinin bilincinde olan insan. Fakat Camus intihardan yana değildir, yaşamın anlamsızlığının yok edilemeyeceğinin bilincindedir fakat bununla savaşmaktan kaçınmaz.
[değiştir] Varoluşuluk ve absürdizm hakkındaki görüşleri
Bazı eleştirmenler Camus`yü kategorize etmeye çalışarak onun bir varoluşçu ya da absürdist olduğunu söyler. Eleştirmenlerin mi ya da Camus`nün kendi ifadesinin mi doğru olup olmadığı tartışılmakla birlikte, Camus etiketlenmediğini sevmediğini belirterek varoluşçu olduğu tanımına karşı çıkar:
- "Hayır, ben bir varoluşçu değilim. Sartre ile isimlerimizin yan yana anılmasına hep şaştık. Sartre ve ben kitaplarımızı birbirimizle gerçekten tanışmadan önce yayımladık. Birbirimizi tanıdığımızda ise ne kadar farklı olduğumuzu anladık. Sartre bir varoluşçudur, benim yayımladığım tek fikir kitabı Sisifos Söyleni`dir ve sözde varoluşçu filozoflara karşı doğrultulmuştur.[1]
Bir absürdist olup olmadığı hakkında da şunları söyler:
- "Absürt kelimesinin kötü bir geçmişi var ve bunun beni rahatsız ettiğini itiraf ediyorum. Absürt`ü Sisifos Söyleni`de ele alırken, bir metod arıyordum doktrin değil. Sistemli bir şüphe pratiği yapıyordum. Daha sonra bir şeyler inşa edebileceği düşüncesiyle "tabula rasa" yöntemini kullanmaya çalışıyordum. Eğer hiçbir şeyin bir anlamı olmadığı varsayarsak, dünyanın absürt olduğu sonucuna ulaşmalıyız. Fakat gerçekten hiçbir şeyin hiçbir anlamı yok muydu? Bu noktada kalabileceğimize hiçbir zaman inanmadım." [2]
[değiştir] Camus ve futbol
Camus`yle birlikte anılan ve sık sık gönderme yapılan konulardan biri de kaleciliğidir. Bir süre Cezayir Üniversitesi genç takım kaleciliği yapmıştır ve maç raporlarına göre tutkuyla oynayan cesur bir kalecidir. Bir seferinde arkadaşı Charles Poncet "tiyatroyu mu yoksa futbolu mu" tercih edeceğini sorduğunda, "Tereddütsüz futbol" cevabını vermiştir. [3] . Tüberküloza yakalanınca futbolu bırakmak zorunda kalmıştır. 1950`li yıllarda bir spor dergisine futbol hakkında bir yazı yazması rica edilince şöyle demiştir:
- "Ahlak ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenebileceğim ne biliyorsam onu futbola borçluyum."
Camus, dini ve politik insanların aklımızı karışık ahlaki sistemlerle karıştırmaya çalıştığını böylece aslında basit olan şeylerin olduğundan daha komplike göründüğünü söyler. İnsanlar, politikacılar ve filozofların alanı yerine futbolun basit ahlakına bakmakla daha iyi edebilir.
[değiştir] Uyarlamalar
[değiştir] Filmler
- İtalyan yönetmen Luchino Visconti Yabancı`yı 1967`de sinemaya uyarladı, başrolündeMarcello Mastroianni oynuyordu.
- Luis Puenzo and Felix Monti Veba`yı 1991`de piyasayı çıkardı. Filmin başrolünde William Hurt oynuyordu.
- Zeki Demirkubuz 2001`de Yabancı`yı Yazgı ismiyle sinemaya uyarladı. Kitapla çeşitli farklılıklar olsa da Musa karakteri Meursault`u çağrıştırmaktadır.
[değiştir] Şarkılar
- The Cure grubu 1978`de Yabancı`ya dayanan Killing an Arab isimli bir parça çıkardı. Meursault`un sahilde bir arabı öldürmesini konu alan bu şarkıyı son yıllarda grup "Kissing an Arab" ve "Killing Another" biçiminde seslendirmektedir.
- Streetlight Manifesto ve Bandits Of The Acoustic gruplarının parçası Here`s to life`da Camus`den bahsedilmektedir.
- Post Punk grubu The Fall ismini "Düşüş"`ten almaktadır.
[değiştir] Ünlü eserleri
[değiştir] Romanları
- Yabancı (L'Étranger) (1942)
- Veba (La Peste) (1947)
- Düşüş (La Chute) (1956)
- Mutlu Ölüm (La Mort heureuse) (ölümünden sonra, 1970)
- İlk Adam ((Le premier homme) (ölümünden sonra, 1995)
[değiştir] Hikayeleri
- Sürgün ve Krallık (L'exil et le royaume) (1957)
[değiştir] Oyunlar
- Caligula (1938`de yazıldı, 1945`de oynandı)
- Ecinniler (Les Possédés) (1959)
[değiştir] Denemeler
- Sisifos Söyleni (Le Mythe de Sisyphe) (1942)
- Denemeler
- Tersi ve Yüzü (L'envers et l'endroit) (1937)
- Başkaldıran İnsan (L'Homme révolté) (1951)
- Düğün ve Bir Alman Dosta Mektuplar (Lettre a un ami allemand) (1945)
[değiştir] Dipnotlar
- ↑ " From An interview with Jeanine Delpech, in Les Nouvelles Littéraires, (1945). Cited in Albert Camus: Lyrical and Critical Essays, Vintage (1970)
- ↑ From An interview with Gabriel d’Aubarède, in Les Nouvelles Littéraires, (1951). Cited in Albert Camus: Lyrical and Critical Essays, Vintage (1970)
- ↑ http://www.camus-society.com/camus-football.htm
[değiştir] Kaynaklar
İngilizce Wikipedia'daki 18 Eylül 2006 tarihli Albert Camus maddesi
[değiştir] Dış bağlantılar
- Aşağıdaki bütün dış bağlantılar İngilizce`dir.
- Düşüş`ü Fransızca dinleyin. (mp3) :
- Nobel Edebiyat Ödülü (1957) Bağlantı
- Varoluşçuluk ve Camus (İngilizce)
- Kızı Catherine ile söyleşi
- Kızı Catherine ile söyleşi -2 - 3AM
- Kızı Catherine ile söyleşi -3 - Spike
- Sisifos Söyleni
- Albert Camus biyografisi
- Albert Camus Society UK