Ebooks, Audobooks and Classical Music from Liber Liber
a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x y z





Web - Amazon

We provide Linux to the World


We support WINRAR [What is this] - [Download .exe file(s) for Windows]

CLASSICISTRANIERI HOME PAGE - YOUTUBE CHANNEL
SITEMAP
Audiobooks by Valerio Di Stefano: Single Download - Complete Download [TAR] [WIM] [ZIP] [RAR] - Alphabetical Download  [TAR] [WIM] [ZIP] [RAR] - Download Instructions

Make a donation: IBAN: IT36M0708677020000000008016 - BIC/SWIFT:  ICRAITRRU60 - VALERIO DI STEFANO or
Privacy Policy Cookie Policy Terms and Conditions
Eski Yunanistan - Vikipedi

Eski Yunanistan

Vikipedi, özgür ansiklopedi

M.Ö. 550'lerde Eski Yunanistan
M.Ö. 550'lerde Eski Yunanistan

Yunanistan'ın tarihi

Tarih öncesi Yunanistan
Cycladic Uygarlığı
Minoan Uygarlığı
Miken Uygarlığı
Antik Yunanistan
Hellenistik Dönem
Roma hâkimiyeti
Ortaçağda Yunanistan
Bizans İmparatorluğu
Osmanlı hâkimiyeti
Modern Yunanistan
Yunan Kurtuluş Savaşı
Yunan Krallığı
II. Dünya Savaşı
Yunan İç Savaşı
Askerî darbe
Yunanistan Cumhuriyeti
Bu kutu: görtartışmadeğiştir

Eski Yunanistan veya Antik Yunanistan, bugünkü Yunanistan topraklarında ve çevresinde yaklaşık 1000 yıl süren ve hristiyanlığın güç kazanmaya başlaması ile ışıltısını kaybetmeye başlayan tarihi bir dönemdir.

Antik Yunan kültürü batı medeniyetinin temeli olarak kabul edilir. Yunan kültür ve uygarlığının Avrupa'nın birçok yerinde hüküm sürüp, kendinden izler bırakmış Roma İmparatorluğu üzerinde çok büyük etkisi vardır. 14. ve 16. yüzyıllar arasında Avrupa'yı etkisi altına alan Rönesans hareketinin ve Neo-Klasik canlanmanın üzerinde Eski Yunan medeniyetinin büyük izleri görülür.

Konu başlıkları

[değiştir] Kronoloji

Yunan medeniyetinin başlangıcı ve bitişi hakkında kesin ya da dünyaca kabul görmüş herhangi bir görüş yoktur. Genel olarak Roma İmparatorluğu'ndan önceki dönemler Antik Yunan tarihi olarak değerlendirilir. Bazı tarihçiler M.Ö. 1150 yılında yıkılan, Yunanca konuşan Miken uygarlığını da Yunan tarihi içerisinde değerlendirler. Buna rağmen birçoğu ise Miken uygarlığını etkilemiş olan Minoan Uygarlığı'nın daha sonra ki Yunan kültürlerinden çok farklı olduğunu öne sürerek sınıflandırmayı ayrı yaparlar.

Günümüzde Yunanistan'da okul kitaplarında "eski zamanlar" 900 yıllık bir periyodu kapsar. Dört ana döneme bölünmüş, Miken felâketiyle başlayan ve ülke topraklarının Roma İmparatorluğu tarafından fethedilmesine kadar olan zamandır. Her bir dönem sanat, kültür, ve politikadaki değişimlere göre sınıflandırılır.

Panthenon tapınağı, Yunanistan
Panthenon tapınağı, Yunanistan

Tarihî dönemler Yunan Karanlık Çağları ile başlar. (M.Ö. 1100 - 800) Bu dönemde sanatçılar amforalar ve çeşitli çömlekler üzerine üçgen, kare, çember gibi geometrik şekiller yapmışlardır. Arkaik Dönemler'de ise ayakta duran gerçekçi gülümsemelere sahip heykeller yapılmıştır. (M.Ö. 800 - 500) Klâsik Dönemde sanatçılar Parthenon gibi mükemmel eserler vermeye başlamışlardır. (M.Ö. 500 - 323) Büyük İskender'in ülkeyi fethi ile başlayan ve aynı adla yada Helenistik Dönem diye anılan dönemde ise Eski Yunan Kültürü Mısır ve Baktria kültürüne de katkıda bulundu.

Geleneksel olarak Antik Yunan döneminin başlangıcı M.Ö. 776'da ilk Olimpiyat Oyunları'nın yapılması olarak alınır. Ama birçok tarihçi Yunan Kültürü'nün geçmişini M.Ö. 1000'lere kadar yayar. Fakat çoğunlukta kabul gören bitiş tarihi M.Ö. 323'te Büyük İskender'in ölümüdür. Bir sonraki dönem ise Romalıların ülkeyi ele geçirmesi ile başlayan entegrasyon dönemidir. Fakat bunda da tartışmalar vardır. Bazı tarihçiler Yunan kültürünün 3. yy'da Hıristiyanlık'ın çıkışına kadar ufak değişimlerle devam ettiğini öne sürerler.

[değiştir] Orijin (köken)

Heredot Büstü
Heredot Büstü

Yunanların MÖ 3. milenyumda kitleler hâlinde Balkan Yarımadası'nın güneyine göç ettikleri inanılır. M.Ö. 23. ve 17. yüzyıllar Proto-Grek dönem olarak adlandırılır. M.Ö. 1600'den 1100'e kadar olan dönem, Homeros'un epiklerinde masallaştırdığı Truva'ya karşı savaşan Kral Agememnon'un başında olduğu Miken Yunan Çağı'dır. M.Ö. 1100'den M.Ö. 8. yüzyıla olan hiçbir yazılı eserin günümüze ulaşmadığı ve sadece yetersiz arkeolojik kalıntıların bulunduğu Karanlık Çağ olarak adlandırılır. Heredot'un Tarihler, Pausanias'ın Yunanistan'ın Tanımı, Diodorus'un Biblioteca ve Jerome'nin Kranikon adlı eserleri bu dönemle ilgili bazı kısa bilgiler ve dönemin kralları hakkında bilgi verir. Antik Yunan Çağı'nın çoğu zaman M.Ö. 323 yılında ölen Büyük İskender'in hükümdarlığının başlaması ile sona erdiği kabul edilir Büyük İskender dönemine Helenistik Çağ adı da verilir.

Yunanistan'da ki her tarihî olayın sebepleri ile birlikte yazılması gerekmiştir. Heredot, Thucydides, Xenophon, Demosthenes, Platon ve Aristo gibi eserleri günümüzü kadar ulaşan politikacı ve tarihçi yazarların çoğu Atina'lı idi bu yüzden tüm Yunan medeniyeti içinde en çok bilgi sahibi olunan şehir Atina'dır ve yine bu yüzden diğer şehirlerin tarihleri hakkında kayde değer fazla bir bilgi yoktur. Ayrıca bu yazarlar neredeyse tamamen politik, askerî ve diplomatik olayları yazmaya odaklandıklarından ekonomik ve sosyal tarihi pek dikkate almamışlardır. Yunan tarihi hakkında söylenebilecek herşey bu yazarların kalemlerinden çıkan bilgilerden ibarettir.


[değiştir] Yunanistan'ın doğuşu

M.Ö. 8. yüzyılda Miken Uygarlığı'nın çöküşe geçmesi ile Yunanistan, Karanlık Çağından çıkmaya başladı. Okuryazarlık kayboldu ve Miken yazısı unutuldu. Fakat Yunanlar Fenike Alfabesinden Yunan Alfabesini yarattılar. MÖ 800'lerde ilk yazılı kayıtlar görülmeye başladı. Yunanistan, daha sonra tüm Yunan coğrafyasına model teşkil edecek olan, her adanın, vadinin ve ovanın deniz ya da dağ sınırları ile birbirinden ayrıldığı, kendi kendini yöneten küçük yönetim birimlerine ayrıldı.

Nüfus M.Ö. 800'den 350'lere kadar tahminen 700.000'lerden 8-10 milyona kadar çıktı ki bu tarıma elverişli arazilere oranla olması gerekenin çok üstündeydi. Bu nedenle M.Ö. 750'lerden itibaren Yunanlar her yönde koloniler kurmaya başladılar.

Yunanlardan kalma bir amfi-tiyatro, Siracusa - İtalya
Yunanlardan kalma bir amfi-tiyatro, Siracusa - İtalya

İlk olarak doğuda Anadolu Yarımadası'nın Ege Denizi kıyıları kolonize edildi. Bunu müteakiben Trakya ve Kıbrıs adasında da koloniler kuruldu. Marmara Denizi çevresi, Anadolu'nun Karadeniz kıyıları ve hattâ günümüzdeki Ukrayna kıyıları bile kolonize edilmişti. Bunun yanında doğuda Illyra (Balkan Yarımadası'nın Adriyatik Kıyıları), Sicilya, İtalya'nın doğu uçları ile Fransa'nın güney kıyıları, Korsika, Libya ve Mısır'da bile Yunan kolonileri kurulmuştur. Günümüz modern şehirlerinden Siracusa (Συρακούσαι) Sirekuse Kolonisi, Napoli (Νεάπολις) Neopolis Kolonisi, Marsilya (Μασσαλία) Massaliya Kolonisi ve İstanbul (Βυζάντιον) Bizantion Kolonisi tarafından, koloni devleti olarak kurulmuş olan yerlerdir.

Milâttan önce 6. yüzyıla gelindiğinde Yunan dili ve kültürü coğrafî olarak topraklarının kapladığı alandan çok daha geniş bir alanda etkiliydi. Yunan kolonileri dinî ve ticarî yönden geldikleri şehirlere bağlı olsalar da politik yönden kendi konrtolleri kendi ellerindeydi. Eski Yunanlar hem anayurtta hem yurtdışında kendilerini bağımsız küçük topluluklara bölmüşler ve pólis adı verdikleri şehirler Yunan hükûmetinin ana birimi olmuştur.

Bu dönemde hem Yunanistan'da hem deniz aşırı kolonilerinde büyük ekonomik gelişmeler olmuştur. Ayrıca insanların yaşam standartları da oldukça iyileşmiştir. Tüm gelişmeler sonucunda Yunanistan dünyanın en büyük ekonomisi hâline geldi. Bir Yunan işçisinin günlük ücretinin, zenginliği dillere destan Mısır'lı işçilerinkinden 4 kat fazla olması bu ekonomik refah döneminin en açık kanıtlarındandır.

[değiştir] Sosyal ve ekonomik sınıf farkılıkları

Lycurgus kabartması
Lycurgus kabartması

Yunan şehirlerinin her biri aslen bir krallık olmalarına rağmen bunların çoğu o kadar küçüktükü yöneticileri için kullanılan kral terimi yanıltıcı derecede büyük bir kavramdır. Bu dönemde para sisteminin kullanıma geçmesiyle tüccarlar sınıfının ortaya çıkması, büyük şehirlerde sınıf ayrılıklarına yol açtı. MÖ 650'lerde başlayarak aristokratlar devrilmemek için Tiran diye adlandırdıkları popülist ve gaddar liderlerin onların yerini almaması için büyük mücadeleler vermek zorunda kaldılar.

MÖ 6. yüzyılda Atina, Sparta, Korint ve Tebai gibi bazı şehirler Yunan çevrelerinde öne çıkmaya başladı. Bu şehirlerden her biri çevrelerindeki kırsal alanları, kendilerinden küçük kasabaları kontrolleri altına almışlar ve Atina ile Sparta genel siyasete hâkim olmak amacı ile daima bir rekabet içinde olmuşlardır.

Argos şehrinin günümüzde kalıntıları, Argolis-Yunanistan
Argos şehrinin günümüzde kalıntıları, Argolis-Yunanistan

Sparta'da kökleşmiş aristokrasi gücünü muhafaza etti ve (M.Ö. 650) Lycurgus anayasası ile daha da güçlendi. Bu güç Sparta'ya ikili monarşi altında kalıcı bir askerî güç verdi. Sparta, Peleponnese'de (Bugünkü Mora Yarımadası) Argos ve Achaia hariç tüm şehirler üstünde hâkimiyet kurdu.

Bunun aksine, Atina'da, monarşi MÖ 683'te kaldırıldı ve Solon'un ilân ettiği reformlar aristokratik hükûmeti ölçülü bir düzeyde tuttu. Atina'yı çok büyük bir ticaret ve donanma şehri hâline getiren aristokratları Pisistratid tiranı ve oğulları izledi. Bu despotçu düzen devrilince MÖ 500'de Kleisthenes tarafından dünyanın ilk demokratik düzeni ilân edildi. Demokrasi gücünü şehirli erkeklerin oluşturduğu bir meclisten alıyordu. Bu meclis köleleri, ve Atina'lı olmayanları kapsamayan sadece yerel halktan oluşan bir topluluktu.

[değiştir] Pers Savaşları

Salamis Savaşı ve gidişatı
Salamis Savaşı ve gidişatı

Koloni devleti olarak kurulmuş Bodrum, Milas gibi büyük merkezlere sahip olan İyonya diğer devletlere karşı gücünü ve bağımsızlığını koruyacak durumda değildi. Bu nedenle İyonya MÖ 6. yüzyılda Pers İmparatorluğu'nun egemenlği altına girdi. Bu kaos ortamında Yunanların kışkırttığı İyon ayaklanmaları birçok şehirde amacına ulaştı.

M.Ö. 490'da İyon ayaklanmalarını bastıran Pers Kralı I. Dairus Yunanları cezalandırmak için bir filo yolladı. Atina'lı general Miltiades'in önderliğinde, Maraton Savaşı'nda Persler, Yunan ordularına yenildiler. Günümüzde bu savaşta ölenlerin mezarları hâlâ Maraton alanında görülebilir.

10 yıl sonra Dairus'un vârisi I. Xerxes daha güçlü bir orduyla tekrar Yunan topraklarına girdi. Thermopylae'de Sparta kralı Leonidas'ın sebep olduğu bir gecikme ile Xerxes Atina içerine doğru ilerledi ve ele geçirmiş olduğu şehri yakıp yıktı. Fakat Atina'lılar şehri deniz kenarına tahliye etmişlerdi ve Salamis Savaşında Yunan ordusu Pers ordusunu tekrar yendi. Bir yıl sonra Yunanlar Sparta'lı Pausanius ile Pers ordusunu Plataea'da da yenilgiye uğrattı. Son olarak Yunan ordusu M.Ö. 478 yılında Pers ordusunu tamamen Ege Denizi'nin dışına çıkarmayı başardı ve Bizans'ı kuşatarak ele geçirdi.

[değiştir] Atina hâkimiyeti

Perikles
Perikles

Pers savaşları, Yunan çevrelerinde Atina hâkimiyetinin başı çektiği dönemdir. Korint'in hâlâ dişli bir rakip olarak varlığını devam ettirmesine rağmen Atina denizlerin ve ticarî gücün meydan okunamaz efendisi olmuştur. Bu dönemin başlıca devlet adamı, Parthenon ve Atina'nın diğer birçok klâsik eserlerinin yaptırmak için Delos Antlaşmasının taraflarının verdiği vergileri kullanan Perakles'dir. Perakles döneminde Atina artık bir imparatorluk hâline gelmişti.

Yunanistan'ın refahı tüm Yunanistan'daki yetenekli insanları etkiledi ve sanatın patronları hâline gelen varlıklı bir sanatçılar sınıfı ortaya çıktı. Atina Devleti, sanatları özellikle de mimarîyi öğrenmeyi destekledi ve sanatçılara sponsor oldu. Yunan edebiyatının, felsefesinin, sahne sanatlarının merkezi Atina oldu. Adları bugün bile bilinen dramatistler Aeschylus, Aristophanes, Euripides, Sophocles; filozoflar Aristo, Eflatun, Sokrates; tarihçiler Heredot, Thucydides, Xenophon; şair Simonides; heykeltıraş Pheidias bu müreffeh dönemde yaşamış önemli kişilerdir. Atina, Perikles'in deyimiyle Helen uygarlığının okulu hâline geldi.

Diğer Yunan devletçikleri başlarda Perslere karşı yapılan savaşlarda Atina'nın liderliğini kabul ettiler. Fakat daha sonra muhafazakâr politikacı Cimon'un MÖ 466'da düşmesiyle Atina giderek artan bir emperyalist güç edindi. M.Ö. 461'de Eurymedon savaşındaki başarıdan sonra Persler artık büyük bir tehdit unsuru olmaktan çıkmıştı. Ama Naxos (Nakşa) gibi bazı şehirler bağımsızlıklarını ilân etmeye kalkıştılarsa da sert bir müdahale ile tekrar boyun eğmek zorunda bırakıldılar. Yeni Atina liderleri Perikles ve Ephialtes, Atina ve Sparta arasındaki ilişkilerin bozulmasına sebep oldu ve M.Ö. 458'de bir savaş patlak verdi. Birkaç yıl süren sonuçsuz savaşın 30 yıllık bir barış antlaşması imzalandı. Bu olay Yunanlar ve Persler arasındaki son çarpışma olan Kıbrıs'taki Salamis Savaşı ile aynı zamana denk gelir. Bu savaşı müteakiben Persler ve Yunanlar arasında Callius Barış Antlaşması imzalanmıştır.

[değiştir] Peloponnesia (Mora) Savaşı

M.Ö. 431'de Atina ve Sparta arasında tekrar savaş çıktı. Peloponnesia Savaşı'nın sebebi kaynaktan kaynağa değişir ama tüm bunların arasında en tutarlıları eski Yunan tarihçileri Thucuydides ve Plutarch'ın söyledikleridir. Yazılanlara göre Korint ve kolonilerinden biri olan Korfu, Atina'nın kışkırtması ile birbirine düştü. Daha sonra Atina ile Korint arasında Potidaea (Nea Potidai) kontrolü üzerine, Atina'nın Potidaea'yı kuşatmasıyla sonuçlanan bir sürtüşme başladı. Sonunda Atina, Megoria Fermanı adı ile ekonomik fermanlar dizisi çıkardı. Atina, 30 yıllık Peloponnesia Barış Antlaşması'nı bozmakla suçlandı ve her iki tarafında önceden kararlaştırdıkları hükümler gereğince Sparta, Atina'ya savaş açtı.

Alciabiades büstü
Alciabiades büstü

Birçok tarihçi bunu savaşın asıl sebebi sayarken bir kısmı da Sparta'nın Atina'nın Yunan çevrelerindeki üstünlüğünü çekememezliğinden kaynaklandığını öne sürerler. Bu savaş tam 27 yıl sürmüştür ne donanması güçlü Atina ordusu, ne de kara kuvvetleri güçlü Sparta birbirlerine karşı herhangi bir üstünlük sağlayamadı.

Sparta'nın başlangıçtaki stratejisi Atina'yı işgâl etmekti fakat Atina'lıların ardına sığınabilecekleri güçlü şehir surları vardı. Bir vebâ salgının patlak vermesi çok büyük kayıplara sebep oldu. Aynı zamanda Atina filosu (M.Ö. 429) Naupactus ve (M.Ö. 425) Pylos savaşlarını kazanarak askerî birliklerini Pelaponnesia'ya çıkardı. Fakat bu taktikler her iki tarafa da kesin bir zafer getirmedi. Uzun yıllar sonunda daha ılımlı bir lider olan Yunan komutanı Nicias sonuçsuz askerî harekâtı, Nicias Barışı (M.Ö. 421) ile sonlandırdı.

M.Ö. 418'de Sparta ve Atina müttefiki Argos arasındaki düşmanca tutum savaşın tekrar başlamasına sebep oldu. Montinea'da Sparta orduları Atina ve müttefiklerinden oluşan orduları yendi. Savaşın tekrar ateşlenmiş olması, savaş taraftarlarının Atina'da iş başına geçmesine neden oldu. M.Ö. 415'de Alcibiades, Atina meclisini bir Peloponnesia müttefiki olan olan Sicilya'daki Siracusa'ya karşı bir keşif seferi düzenlemeye iknâ etti. Nicias, Sicilya seferine karşı kuşku ile yaklaşıyor olmasına rağmen Atina meclisi tarafından Alcibiades ile birlikte kendine keşif grubunun başında buldu. Şahsına karşı yapılan suçlamalar nedeniyle Sparta'dan yardım isteyen ve oraya sığınan Alcibiade'nin gitmesi ile keşif harekâtı tamamen bir felâkete dönüştü grup dağıldı Nicias esir alındı ve idam edildi.

Sparta bu kez Perslerin de yardımı ile Atina'nın deniz üstünlüğüne meydan okumak için yeni bir donanma hazırladı. Donanması için Çanakkale Boğazı'nın yönetimini elde tutarak stratejik insiyatifi ele almış askerî bir lider buldu. Çanakkale Boğazı, Yunanistan'a giren tahılın kaynağıydı. Atina'nın karşısında, Atina'nın kaderini elinde tutan bir komutanın olması, açlık tehtidini doğuruyordu ve Atina son bir umut ile elinde kalan tek filosunu da ağır bir yenilgi alacağını bilemeden oraya gönderdi. M.Ö. 405 Aegospotami Savaşı'nın kaybedilmesi ile Atina iflâsın eşiğine sürüklenmeden bir an önce barış istemek zorunda kaldı. Bu ki Sparta'nın en çok istediği şeydi zira bu nedenle Atina için acımasız hükümlere sahip bir anlaşma hazırlandı. Çâresiz kabul eden Atina, şehir surlarını, filosunu ve deniz aşırı tüm aidiyetlerini kaybetti. Totaliter rejim Sparta'nın da desteği ile güç kazandı.

[değiştir] Sparta ve Tebai hâkimiyeti

Makedonya Kralı II. Philip'in Bulgaristan'daki heykeli
Makedonya Kralı II. Philip'in Bulgaristan'daki heykeli

Peloponnesia Savaşı'nın ardından Sparta tüm Yunanistan'ın hâkimiydi ama bazıları onu bu role lâyık görmüyordu. Her türlü entrika ile Atina'da ve önceden Atina'ya bağlı şehirlerde domokratik partiler birkaç yıl içinde siyasî gücü tekrar ellerine geçirdiler. MÖ 395'te Sparta idarecileri Lysander'i yönetimden aldılar ve bu nedenle Sparta donanma üstünlüğünü kaybetti. Atina, Argos, Tebai ve Korint ki son iki şehir daha önceden Sparta'nın en yakın müttefikleri idi, bu kez bir sonuç elde edilemeden biten Korint Savaşı'nda Sparta'ya meydan okudular. (MÖ 387) Aynı yıl içerisinde bu kez Sparta, anlaşma hükümlerine göre İyonya ve Kıbrıs'tan vazgeçerek Antalcidas Antlaşmasını Perslere karşı bitirdi ve 100 yıldır Perslere karşı yenilgi yüzü görmemiş Yunan milletininin tarihini tersine çevirdi. Bu olay Atina'yı ve birlikte Sparta'ya karşı savaştığı müttefiklerini şoke etmişti.

Daha sonra Tebai kumandanları Epaminondas ve Pelopidas MÖ 371'de Leuctra'da kesin bir zafer kazandılar. Bu savaşın sonucunda Sparta hâkimiyetini ve Tebai üzerindeki üstünlüğünü kaybetti ve bu dönemde Atina kaybetmiş olduğu gücünü tekrar toparlama fırsatını buldu çünkü Tebai üstünlüğü pek kısa ömürlü oldu. İmparator Epaminondas'ın MÖ 362'deki ölümü ile beraber en büyük lider kaybedilmiş oldu ve kendinden sonrakiler Phocis ile gereksiz bir savaş yapma hatâsına düştüler. Yenilmeye başladıklarını anlayınca Makedonya Kralı II. Philip'den yardım istendi. Böylece Makedonya ilk kez Yunan dünyası içine girmiş oldu.

[değiştir] Makedonya'nın doğuşu

Philip'in bu politikasına karşı Atina lideri Demosthenes, ünlü nutuklarında halkı Philip'in bu amacına karşı koyması için dolduruyordu.
Philip'in bu politikasına karşı Atina lideri Demosthenes, ünlü nutuklarında halkı Philip'in bu amacına karşı koyması için dolduruyordu.

Makedonya Krallığı MÖ 7. yüzyılda doğdu. 5. yüzyılda Yunan politikasında küçük roller oynuyordu. 4. yüzyılın başlarında Tebai'de eğitim-öğrenim görmüş, hırslı bir lider olan Makedonya Kralı II. Philip artık daha büyük bir rol oynamak istedi. Sparta'nın güç kaybetmesi ile kendilerini toplayan Yunan şehirleri arasında kabul görmek istiyordu. Amphipolis, Mathone ve Potidaea gibi Yunan şehirlerini ele geçirdikten sonra, buralardaki altın ve gümüş madenlerini de yönetimi altına almış oldu. Bu fırsat onun tutkularının farkına varmasını sağladı.

Philip, MÖ 352'de Thessaly ve MÖ 348'de Thrace (Trakya) üzerinde Makedon hâkimiyetini kurdu ve MÖ 348'de artık Thermopylae'nin kuzeyindeki heryeri kontrol ediyordu. Dillere destan zenginliğini herşehir de bir Makedon Partisi kurmak için Yunan politikacılarına rüşvet yerdirmek için kullandı. Tebai ve Phocis arasındaki savaşa müdahale etmiş olması ile büyük bir ün kazandı ve Yunan çevrelerinde dikkate değer bir güç olmasına fırsat sağladı. Philip'in bu politikasına karşı Atina lideri Demosthenes, ünlü nutuklarında halkı Philip'in bu amacına karşı koyması için dolduruyordu.

MÖ 339'da Atina ve Tebai, gün geçtikçe büyüyen Philp tehlikesini engellemek için anlaşma yaptı. İlk önce Philip, Yunanistan içlerine ilerleyerek MÖ 338'de Chraeronea'da Yunan müttefiklerini yendi. Fakat birçok şehir devleti Roma İmparatorluğu dönemine kadar bağımsız olarak yaşamaya devam etti.

Philip, Atina'nın üzerinde baskı kurabilmek için bu kez pahalı hediyeler ve pohpohlama yoluna gitti. Fakat çabalarının ulaştığı başarı, beklenenin altına, daha düşük oldu. Daha sonra ele geçirmiş olduğu Yunan şehirlerini azad etmesini sağlamak ve geçen asırda yaptıkları seferin öcünü almak için Perslerin üzerine sefer yapacağını bildirdi. Fakat bunu yapmaya fırsat bulamadan suikaste uğrayarak, hayatını kaybetti.

[değiştir] Büyük İskender'in fetihleri

Büyük İskender Büstü
Büyük İskender Büstü

Philip'in tahtını, babasının yarım kalmış plânlarını uygulamak için hemen yola çıkan henüz 20 yaşında olan Alexander (İskender) aldı. Atina'nın düştüğünü görünce Pers İmparatorluğu'nun mahvettiği Atina geleneklerini geri getirmek istedi. Daha sonra Yunan şehirlerinin kendine liderleri olarak kabul ettiği Korint'e gitti ve ardından güç toplamak kuzeye ilerledi. İskender'in ordusunun çekirdeği sağlam, Makedon dağ-savaşçılarıydı. İskender, ordusuna her türlü desteği sağladı ve Yunanistan'ın her köşesinde gördüğü taktikler ile donatarak, Tebai'de gördüğü süvarilerden, Sparta'da gördüğü gerilla taktiğine kadar her türlü savaş hilesini denedi. Her şeyini Yunan kökenine uygun hâle getirdi. Trakya'ya sefere çıktığında Tebai şehrinin ayaklandığı haberini aldı hemen güneye inerek Tebai şehrini yerle bir etti. Daha önce büyük dedelerinden birine bir şiir hediye etmiş olan Pindar'ın yaşadığı ev dışında ayakta hiç bir yapı bırakmadı. Büyük İskender'in bu hareketi, Yunan şehirlerine eğer İskender'in gücünü kabul etmezler ise başlarına neler gelebeliceğini, "uslu dururlar" ise nasıl yaşayabileceklerini gösteren acımasız bir gözdağıydı.

MÖ 334'te Büyük İskender, Asya'ya geçti ve bugün Çanakkale ili sınırları içerisinde kalan Granikos Çayı kıyılarında Persleri yenilgiye uğrattı. Bu galibiyet, İskender'e İyonya kıyılarının kontrolünü verdi ve bu nedenle özgürlüğüne kavuşmuş diğer Yunan şehirlerinde zafer kutlamaları yaptı. Bu yörede herşeyi düzene koyduktan sonra Anadolu'da, Kilikya üzerinden Suriye'ye seferler düzenledi ve MÖ 333'te III. Dairus'un ordusunu yendi. Burada da düzeni sağladıktan sonra Fenike üzerinden küçük bir askerî direnç ile karşılaştığı Mısır'a geçti. Fakat Mısır halkı Büyük İskender'i Perslerin ve imparator Amun'un oğlunun baskısından rahata çıkaran bir kurtarıcı gibi karşıladılar.

Darius, ülkesine barış içinde dönebilmek için İskender'den barış istemeye hazırdı fakat Büyük İskender'in böyle bir niyeti yoktu. Pers topraklarını fethedip kendine dünyanın imparatoru yapmaya kararlıydı. Kuzeydoğu'da Suriye üzerinden Mezopotamya'ya ilerledi ve Dairus'u tekrar bu kez Gaugamela'da yenilgiye uğrattı. (MÖ 331) Bu savaştan sonra Dairus kaçtı ve kendi yandaşları tarafından öldürdü böylece Büyük İskender, Susa ve Persepolis'de hiçbir karşı koymaya uğramadan kendini Pers İmparatorluğu'nun başında buldu.

Büyük İskender, Yunan İmparatorluğu'nu bu kadar sahiplenmiş iken bazı şehirler Makedonya kontolünden kaçmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. MÖ 331'de Megalopolis'de, Büyük İskender'in vekili Antepater, Makedonya üstünlüğünü tanımak istemeyen Sparta'lıları yendi.

Büyük İskender'in Yunan İmparatorluğu
Büyük İskender'in Yunan İmparatorluğu

Büyük İskender ardından azimle Afganistan, Pakistan ve İndus Irmağı vadisine ilerledi. MÖ 326'da Pencab'a girdi. Ganj Nehri ve Bengal Körfezi'ne geldindiğinde buradakiler, dünyanın en sonunda olduklarını ve daha ileride yol olmadığına Büyük İskender'i inadırdılar. Büyük İskender, hayâl kırıklığı içinde istemeye istemeye geri dönmek zorunda kaldı. Dönüş yolunda MÖ 323'te Babil'de bilinmeyen bir ateşli hastalığa yakalanarak öldü.

Büyük İskender'in ölümünün ardından kurduğu imparatorluk yıkıldı ama yapmış olduğu fetihler Yunan dünyasını tamamen değiştirdi. Binlerce Yunan onun ile veya ondan sonra, almış olduğu topraklara yerleşti. Başta İskenderiye olmak üzere, kurduğu şehirler önemli merkezler hâline geldi. Mısır'da, Suriye'de, İran'da ve Baktria'da Yunanca konuşulan krallıklar kuruldu. Doğu ile batının kültür ve bilgi birkimi birleşip etkileşmeye başladı.

[değiştir] Toplum

Eski Yunanistan'da toplumda genel olarak göze çarpan ayrılık köleler ve hürlerdir. İnanılan dine, cinsiyete, önemli bir mevkide akrabaya sahip olup olmamata ya da soylu olup olmamaya göre sosyal görev ve sorumluluklar değişiklik göstermiştir. Atina'daki sosyal yaşam Sparta'dakine kıyasla Yunan dünyasına daha çok örnek olmuştur.

[değiştir] Toplumun yapısı

Efendisinin yanında bir köle
Efendisinin yanında bir köle

Yunan şehir devletlerinde sadece hür insanlar kanunların kesin korumasına tâbi idi. Roma hariç diğer hiçbir şehirde sosyal sınıf farklılıkları özel haklara sahip olunmasına izin vermiyordu. Öreneğin birinin herhangi bir aileye mensup olarak doğması kişiye doğrudan bir hak getirmezdi. Atina'da nüfus gelir durumuna göre dört tabakaya ayrılmıştı. Para kazanarak zengin olan kişiler sınıf atlayabilirlerdi. Sparta'da tüm erkek vatandaşlar eğitim öğretimlerine devam ettikleri sürece eşitlerdi. Köleler herhangi bir hakka yada sosyal statüye sahip değillerdi. Evlenip yuva kurma hakları olmasına rağmen politikaya girme ve oy kullanma hakları yoktu. MÖ 600'lerde dışarıdan köle getirme âdeti başladı. MÖ 5. yüzyıla gelindiğinde köleler artık nüfusun üçte birini oluşturuyordu. Sparta dışında hemen hiçbir yerde köleler ayaklanmamıştır çünkü diğer yerlerdeki köleler organize olabilmek için çok seyrek ve dağınıklardı. Bir çok aile ev işlerinde ve insan gücüne gerek duyulan çalışmalar için köle bakıyorlardı. En fakir ailelerin bile köleleri olabiliyordu. Sahiplerin köleleri dövme ya da öldürme gibi bir hakları yoktu. Sahipleri köleleri daha sıkı çalıştırmak için zaman zaman onları gelecekte azad edeceklerini söylerlerdi. Roma hariç, azad edilen köleler yine de bir vatandaş olarak kabul görmezdi, onun yerine diğer şehirlerden gelip resmî olarak şehirde yaşamalarına izin verilmiş metik adı verilen (μέτοικος) gruba karaşırlardı. Bu grup ne hür bir vatandaş gibi haklara sahiplerdi, ne de bir köle gibi çalıştırılırdı.

Erkekler evlâtlarını birer oplit (ὁπλίτης) olarak yetiştirlerdi
Erkekler evlâtlarını birer oplit (ὁπλίτης) olarak yetiştirlerdi

Şahısların yanında, şehir devletleri de kölelere sahipti. Kendi kendilerine yaşayan ve sadece belirli görevler yapan devlet köleleri, şahsa özel kölelerden daha fazla hakka sahipti. Bu devlet çalışanı kölelerden Atina'da olanlar sadece piyasada gezen sahte paraları denetlemek ile görevliydi. Bazıları ise tapınaklarda temizlik görevlisi olarak çalıştırılırlardı.

Sparta tüm şehir devletlerinden daha değişik bir kölelik sistemine sahip idi. Helot adı verilen her bir köle Sparta'lıalrın savaş esirlerydi. Bunlar devlet tarafından tutulur ve ailelere tahsis edilirdi. Sparta vatandaşları, kendi şehirlerinden olanları köle edinmezdi. Helotlar, kadınların güçlü ve sağlıklı çocuklar doğurup yetiştirken erkeklerin, çocukları oplit adı verilen (ὁπλίτης) zırhlı piyade askerler olarak hazırlamasına zaman vermek için yiyecek yetiştirirler ve günlük ev işleri ile uğraşırlardı. Sahipleri Sparta'daki kölelere çok sert ve kırıcı davrandığından bir çok ayaklanmma yaşanmıştır.

[değiştir] Yaşam tarzı

Yunan şehirlerinde yaşam stili uzun süre aynı kaldı. Şehirlerde yaşayan insanlar servetlerine göre müstakil evlerinde yada bugünkü apartmanlar gibi bir çok evden meydana gelen yapılarda yaşıyorlardı. Evler, sosyal yapılar ve tapınaklar Agora'nın etrafına inşâ edilirdi. İnsanlar bazen köylerde ve şehir merkezinindışında seyrek konutlaşmış yerlerde yaşarlardı. Atina'da insanların çoğunluğu şehir surları dışında yaşıyorlardı. Tahminî olarak 560.000 olan nüfusun 400.000'i şehir surları dışındaydı.

[değiştir] Yerleşme

Genel Yunan evleri bir avlu etrafında dizilmiş yatak odaları, kilerler ve bir mutfaktan oluşuyordu. Yunan kültüründe evler diğer uygarlıklara kıyasla çok daha büyük olmuştur her bir evin, yaklaşık 230-250 m² olduğu görülmektedir.

Evler genel olarak ebeveyn ve çocuk yatak odalrından oluşuyordu ve diğer akrabaların aile içinde yaşadığı pek görülmezdi. Erkekler aileyi geçindirmek ile yükümlü olduğundan evde pek vakit geçirmzelerdi. Ev işlerini köleler yaparlardı. Kadınların görevi çocuklara bakmak, yapılacak ev işlerinin listesini hazırlamak ve çeşmelerden eve su taşıyan, yemek pişiren, temizlik yapan ve çocuklar ile oyun oynayan köleleri denetlemekti. Erkekler akşamları misafirleri ağırlayabilecekleri özel odalara sahipti zira erkek misafirlerin evin, kadınının ve çocuklarının yaşadığı mahrem bölümlere girmesi yasaktı. Erkekler arkadaşlarını çağırarak sempozyumlar düzenlerlerdi. Işık gaz yağından sağlanır, odun kömürü yakarak ısınılırdı. Ev içi mobilyalar gayet basitti. Tahtadan masalar, sandalyeler, yataklar, dolap ve komodinler kullanılırdı.

[değiştir] Tarım

Tarlada çalıştırılan köleleri tasvir eden bir çömlek
Tarlada çalıştırılan köleleri tasvir eden bir çömlek

Yunan insanlarının çoğu, yaklaşık %80'i tarım ile uğraşıyordu. Toprak az verimli ve yağmur kıttı. Araştırmalar o günden bu zaman iklimin pek değişmediğini göstermektedir. Yunanların verimli toprakları kolonize etme ihtiyacının bir sebebi de budur. O zamanlarda birçok iş insan eli ile yapılmasına rağmen bazen öküzler çift sürmek için kullanılırdı. Yunan çiftçileri çanak - çömlek, tuz, balık almak ve ihtiyaç fazlası mahsüllerini satmak için festivallere giderlerdi.

Yetiştirilen başlıca yiyecekler lahana, soğan, sarımsak, mercimek, fasülye ve bezelye idi. Bunun yanında nane, adaçayı, kekik ve geyikotu gibi şifalı otlarda hem yemeklerde kullanılmak hem de tedavi amaçlı olarak yetiştirilirdi. Tarlalarda köleler çalıştırılırdı. Sulama, zararlı otları yolma, mahsül toplama, ekin ve hasat zamanları köleler tarlalarda çalışırdı.

Eski Yunanistan'da en çok yetiştirilen şey bugünde olduğu gibi zeytin idi. Yunan illerinin her bir yerinde yetişen zeytin, halkın günlük yaşamında da büyük yer tutuyordu. Buna bağlı olarak zeytinyağı üretimi de oldukça gelişmişti.

[değiştir] Tıp

Antik Yunan tıp konusunda pek ileri değildi fakat Hipokrates gibi büyük tıp bilginleri yine de Yunanistan'dan çıkmıştır. Eski Yunanistan'da yetiştirilen şifâlı otlar ağrı kesici olarak kullanılırdı fakat enfeksiyonları engellemek için herhangi bir kürleri yoktu, bu nedenle en sağlıklı bir insan bile her yaşta en ufak bir hastalıktan ölebilirdi.

Tarihin bilinen ilk tıp okulu Cnido, MÖ 700'lerde Yunanistan topraklarında açıldı. Anatomi uzmanı Alcmaeon bu okulda eğitmenlik yaptı. Daha sonra ünlü tıpçı Hipokrates, Kos'ta kendi okulunu açmıştır.

Bunun yanında insanlar formlarını korumak için kendileride spor yaparlardı. Erkekler, askerî harekâtlara her an hazır olmak için egzersiz yaparlardı. Hemen her şehir en azından bir spor kompleksine sahipti. Sparta hariç diğer tüm şehirlerde bu salonlar sadece erkeklere açıktı ve içerde egzersizlerin çıplak yapılması âdettendi.

[değiştir] Mutfak

Ekmek hamuru yoğuran bir kadın
Ekmek hamuru yoğuran bir kadın

Eski Yunanistan'da insanların yiyecekleri zenginde olsa, fakirde olsa oldukça mütevazi idi. Fakirler soğanla tatlandırılmış arpa ve yulaf lâpası yerlerdi. Şehir festivallerinde tanrılara kesilen kurbanlar haricinde halkın çok azı et yeme lüksüne sahipti. Fırıncılar günlük olarak ekmek çıkartır dı ve şarap, sudan sonra en önemli içecekti.

Yemekler genelde üç öğün üzerine kuruluydu. Sabah, öğlen ve akşam üzeri öğünleri vardı. İnsanlar kahvaltıda şaraba banılmış yulaf ekmeği yerlerdi. Eğer biraz zengin ise bunun yanına zeytin ya da incir eşlik ederdi.

Et yiyebilenler, tavşan ve kuşu bulabilirlerdi. Daha zengin olanların gücü domuz veya keçi kesmeye de yeterdi. Sığır eti, sadece hükümdarların ve üst düzey insanların tatmaya tâbi olduğu çok lüks et çeşidi idi. En ucuz et çeşidi yine de domuzdu. Hür bir işçi üç günlük ücreti ile ailesini doyuracak kadar domuz eti satın alabilirdi. Yemekler genelde dörtgen, bazende yuvarlak bir masa etrafında yenirdi. Masa ayaklarının hayvan ayağı gibi oyulması âdetti.

[değiştir] Eğitim

Yunan tarihinde eğitim, Sparta hariç, kişisel idi. Helenistik dönem boyunca birçok şehir devleti halk okulları açtı. Sadece bazı varlıklı aileler çocuklarına özel öğretmen tutabilecek durumdaydı. Erkekler okuma - yazmayı ve edebî metinleri öğreniyorlardı. Bunun yanında şarkı söylemek, en az bir müzik âleti çalmayı öğretmek ile birlikte çocuklar askerî birlikler için birer atlet gibi yetiştiriliyorlardı. Sadece bir meslek için değil, etkileyici bir yurttaş olmak içinde çabalıyorlardı. Kızlar da okumayı yazmayı ve ev işlerinde yardımcı olması amacı ile basit aritmetik işlemleri okullarda öğrenmişlerdir fakat çocukluktan sonra bir daha hemen hiç eğitim alan olmamıştır.

Erkek çocukların çok az bir kısmı çocukluktan sonra da eğitimlerine devam etmişlerdir. Varlıklı gençlerden bazıları kendilerinden yaşça büyük akıl hocaları tutuyorlardı. Gençler hocalarını izleyerek ve onun ile sempozyumlara katılarak, çarşıda politika konuşmayı, günlük görevlerini nasl yapması gerektiğini vb öğrenirlerdi. En zengin öğrenciler ise eğitim hayatlarına kolejlerde devam ederdi ve büyük bir şehirde üniversite'ye giderdi. Bu üniversiteler dönemin en önemli ve saygın öğretmenlerine sahip olurlar ve eğitimi verilebilecek en iyi şekilde verirlerdi.

[değiştir] Genel yaşam

Kadınların giydiği bol elbise, Chiton
Kadınların giydiği bol elbise, Chiton

Eski Yunanistan'da herkes gün içinde görevlerini yapar ve dinî görevlerini aksatmamaya çalışırdı. Atina gibi büyük şehirlerde sık sık festivallere düzenlenirdi, bu festivallere katılmak bir görevdi. Festivallerde tanrılara müzik, şiir, drama türlerinde hediyeler sunarlardı. Atina'lılar birbiri ardına festivalleri olması ile övünürlerdi. Büyük Panhellenik (Tüm Yunan şehirlerinden katılımcıların bulunduğu) festivaller Olympia, Delphi, Nemea ve Isthmia gibi yerlerde düzenlenirdi. Bu festivalerde yarışmalar düzenlenir ve kazanan şairler, atletler zengin ve ünlü olurlardı. En popüler ve para getireni ise Chariot* yarışlarıydı (*atların çektiği iki tekerlekli savaş arabası)

Zeus'un Chariot'u
Zeus'un Chariot'u

Yunanların giyim biçimi zaman ile ufak değişimlere uğramıştır. Kadınlar da erkekler de genelde bol giysiler giyerlerdi. Tunikler renkli dizaynlara sahip olurdu ve çoğu zaman bir kemer ile bağlanırdı. Soğuk zamanlarda şapka ve pelerin giyerler, sıcak havalarda deri sandaletler ve Tüm vücudu örten imce kumaştan yapılma elbiseler giyilirdi. Kadınlar mücevherat takarlar ve kozmetik ürünler kullanırlardı. Özellikle pudra ile ten rengine beyaz bir görüntü vermek gelenekti. Erkekler Büyük İskender'in başlatıığı tıraş modasına değin sakal bırakmışlardır.

İlk para Lidyalılar tarafından bulunmuş olmasına rağmen yaygın olarak kullanımı Eski Yunanistan'da olmuştur. Bugünkü bozuk paraların dizaynı tâ Eski Yunanistan kültüründen kalmıştır. Yuvarlak olması, hrhangi bir yüzünde önemli bir liderin kabartmasının bulunması bu dönemdeki âdetlerdenidr. Eski Yunanistan'da para süsleme ve basma bir sanat olarak görülmemişse de onların el becerileri hakkında en çok bilgi veren eserlerden biri de paralardır.

Yunan uygarlığında mimarînin zirveye çıktığı dönemlerde yaplan en önemli eserler, Atina'da Korint'te, bugün Türkiye sınırları içinde kalan Efes ve Bergama'da görülebilir. Bugüne dek kurulmuş en görkemli Yunan şehri, Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri sayılan İskenderiye Feneri'nin inşa edilmiş olduğu, Mısır'daki İskenderiye şehri olarak kabul edilir. Fakat yağmalar ve âfetler sonucu bugün İskenderiye Feneri'de dahil olmak üzere neredeyse hiç bir eser ayakta değildir.

[değiştir] Eşcinsellik

Kır ve Çobanlar tanrısı Pan, öğrencisi Daphnise Syrinks çalmayı öğretirken
Kır ve Çobanlar tanrısı Pan, öğrencisi Daphnise Syrinks çalmayı öğretirken

Eski Yunanistan'da eşcinsellik genelde erkekler arasında görülürdü. Aşk ilişkileri çoğu zaman bir ergen erkek ile bir yetişkin arasında kurulurdu. Yunanlar bir erkeğin, başka bir erkeğin güzelliğine vurulmasını normal karşılardı fakat farklılık bunu dışa vurma şekliydi. Eğer erkeğe duyulan tutku kadına duyulandan fazla ise kişi dışlanırdı. Eski Yunanistan'da bu tip ilişkiler genelde antrenmanların çıplak yapıldığı spor kopmlekslerinde ortaya çıkardı.

Erkekler arasındaki eşcinsel ilişkilerde yetişkin bireye erastes, genç bireye eromenos denirdi. Yunan eşcinsel ilişkileri genelde bu tipti fakat buna alternatif olarak Boeotia'da çiftler birlikte yaşamışlar, Elis gibi yerlerde gençler hediyeler verilerek ikna edilmiş, İyonya gibi yerlerde ise eşcinsellik toptan yasaklanmıştır.

Eşcinsellik, Eski Yunanistan'da tanrılar arasında bile yaygındır. Bu konudaki mitlere bakıldığında Zeus, Poseidon, Apollo, Orpheus, Hercules, Dionysus, Hermes, ve Pan gibi tanrıların her birinin genç sevgilileri olduğu görülür. Hattâ efsaneye göre yakışıklılığı ile ünlü bir kahraman olan Narcissus nehire su içmek için eğildiğinde, yansımada kendi görüntüsünü görüp kendi vücuduna âşık olur.

[değiştir] Fahişelik

Fahişelik, Eski Yunanistan'ds günlük hayatın bir parçasıydı
Fahişelik, Eski Yunanistan'ds günlük hayatın bir parçasıydı

Fahişelik, Eski Yunanistan'da günlük hayatın bir parçasıydı. Daha büyük şehirlerde ve özellikle limanlarda fahişelik iş sahasıydı ve azımsanamayacak derecede çok insana iş sağlıyordu. Gizlilik içinde yapılmaz, genelevler ayıplanmaz ve merkezî yerlere kurulmasında bir sakınca görülmezdi.

Atina'da efsanevî kanun koyucu Solon, genelevlere düzenli fiyatlar koydu ve fiyatlar arasındaki uçurumu düzenledi. Bu iş aslında sadece kadınlar arasında değil, erkeklerce de yapılan bir işti. Genelde erkekleri orta yaşlı kadınlar tutar, zaman zaman, cinsel tercihe göre erkek müşterilere de giderlerdi. Erkekler bazen yaşlı kadınlara jigololuk yaparlardı.

MÖ 390'lara kadar, köleler ile cinsel ilişki görülmemiştir. Eski Yunanistan'da fahişelere bu kadar çok yönelinmesinin bir başka sebebi de oral seksin bir tabu olmasıydı. İnsanların bunu yapması alçaltıcı algılanırdı. Erkekler arasındaki ilişkilerde bile Erastes (yetişkin olan taraf), Eromenosdan (genç taraf) çok ayıp sayıldığı için bunu yapmasını isteyemezdi. Bu yüzden hem heteroseksüel insanlar, hem erkek eşcinseller genelevlere sık sık giderdi.

Fahişelik hem yasal, hem de bu kadar kabul gören bir iş olmasına rağmen, bu işi yapanlar yine de toplum tarafından aşağılanırdı. Bu işi yapan kadaınlar Khametipis (χαμαιτυπής - yerin dibine geçirilmiş) adı ile anılırlardı. Fahişelik genelde köleler arasında yaygındı. Başka şehirden gelenlerin de bu işi yaptığı görülür. Örneğin Atina'da Atinalı bir kişi bu işi yaparsa bütün sosyal hak ve özgürlüklerini kaybeder ve köleler ile eşit duruma düşerdi.

Eski Yunanistan'da genelevlerin nasıl olduğu konusunda sadece edebî eserlerden bilgiler vardır. Buna göre genelevler karanlık, dar koridorlu ve pis kokulu yerlerdir. Kadınlar bu evlerde ne olursa olsun hamile kalmaktan kaçınırlardı ve ilkel doğum kontol yöntemlerine baş vururlardı.

[değiştir] Ayrıca bakınız

[değiştir] Dış bağlantılar

Our "Network":

Project Gutenberg
https://gutenberg.classicistranieri.com

Encyclopaedia Britannica 1911
https://encyclopaediabritannica.classicistranieri.com

Librivox Audiobooks
https://librivox.classicistranieri.com

Linux Distributions
https://old.classicistranieri.com

Magnatune (MP3 Music)
https://magnatune.classicistranieri.com

Static Wikipedia (June 2008)
https://wikipedia.classicistranieri.com

Static Wikipedia (March 2008)
https://wikipedia2007.classicistranieri.com/mar2008/

Static Wikipedia (2007)
https://wikipedia2007.classicistranieri.com

Static Wikipedia (2006)
https://wikipedia2006.classicistranieri.com

Liber Liber
https://liberliber.classicistranieri.com

ZIM Files for Kiwix
https://zim.classicistranieri.com


Other Websites:

Bach - Goldberg Variations
https://www.goldbergvariations.org

Lazarillo de Tormes
https://www.lazarillodetormes.org

Madame Bovary
https://www.madamebovary.org

Il Fu Mattia Pascal
https://www.mattiapascal.it

The Voice in the Desert
https://www.thevoiceinthedesert.org

Confessione d'un amore fascista
https://www.amorefascista.it

Malinverno
https://www.malinverno.org

Debito formativo
https://www.debitoformativo.it

Adina Spire
https://www.adinaspire.com