Öşür
Vikipedi, özgür ansiklopedi
İslam dininde, Öşür bir tür zekattır.
Arazi mahsüllerinin zekatı olan öşür, çıkan mahsülden onda birini vermektir. Eğer arazi para ile sulanıyorsa yirmide biri verilir. Arazi mahsülleri, buğday, arpa, pirinç, darı, karpuz, hıyar, patlıcan, yonca, zeytin, susam, bal, şeker kamışı ve meyveler gibi mahsüllerdir.
Arazilerin tapulu ve sahipli olduğu için ülkelerde, bu araziler öşür arazileridir. İslama göre ziraatle uğraşan müslümanların yediklerinin helal olabilmesi için bu öşür zekatını mutlaka vermeleri gerekir.
Osmanlı Devleti’nde ziraî ürünlerin her çeşidinden alınan, şer’i bir vergidir. Kelime anlamı “onda bir (1/10)” olan öşrün çoğulu âşardır. Hububat çeşitlerinden bağ, bahçe, bostan, meyve ağaçlarından ve otlaklardan aynî, nakdî ve maktû olmak üzere üç şekilde uygulanmıştır. Ziraî ürünlerin çeşidine, yetiştirilme usullerine, ziraî toprakların verimliliği ve mahalli özellikler göz önünde bulundurularak 1/3 ile 1/20 arasında değişen oranlarda öşür alındığı görülmektedir. Genellikle iltizam usulüyle tahsil edilmekte idi.
Tanzimat yöneticileri öşür tahsilinde eşitlik bulunmadığı düşüncesi ile öşür kelimesinin anlamına uygun 1/10 oranında sabit miktarda toplanmasına karar verdiler. H.1256 yılından itibaren iltizam usulünün kaldırılması ile muhassıllar aracılığı ile doğrudan doruya devlet hazinesine nakdi gelir olarak tahsil edilmeye çalışıldı. Ancak istenilen fayda sağlanamadığı için H.1258 yılında tekrar iltizam usulüne dönüldü. Mültezimlerin bir kazanın âşar gelirlerini arttırma usulü ihale ile üzerlerine aldıktan sonra kazada tali bölgeler oluşturarak ikinci derece mültezimlere tahsil ettirme yoluna başvurmaları ve çeşitli usulsüzlükler şikayet konusu olmuştur.
Bu sistemde üreticinin vergi yükü artarken diğer taraftan devletin vergi kaybı büyümüştür. Zaman ve şartlara göre tahsil yönteminde değişiklikler yapılan âşar vergisi Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına kadar devam etmiştir.