İslam
Vikipedi, özgür ansiklopedi
İslam |
İnanç Esasları |
Allah'ın Birliği - Tevhid Melekler • Kitaplar Peygamberler • Ahiret Kaza ve Kader |
Temel İbadetler |
İnancın Açıklanması Namaz • Oruç Hac • Zekât |
Önemli Kişiler |
Muhammed |
Metinler, Tarih ve Sistem |
Kur'an • Hadis • Şeriat İslam hukuku • Teoloji Muhammed'in Hayatı Mekanlar • İslam felsefesi |
İslam'daki mezhepler |
Siyasi mezhepler İtikadi mezhepler Fıkhi mezhepler • Sufizm |
Toplum |
Sanat • Mimari Bilim • Takvim Dini Kişilikler İslam'da Kadın Politik İslam • Cihad Liberal İslam |
İslam Portalı |
İslam (Arapça:الإسلام) (el- islām) tek tanrılı (monoteistik) ibrahimi bir dindir. S-L-M kökünden türemiştir. Bu kökün yaygın olarak kabul edilen iki anlamı vardır. Bunlar: i) barış ve esenlik, ii) boyun eğmek, itaat etmek (Allah'a teslim olmak)'tır.
İslam dini, kabul ettiği son şeriatı getiren olduğu için önder olarak gördüğü peygamber Muhammed'den esinle Muhammedîlik olarak da anılır (aynı sözcük çeşitli tasavvuf akımlarını tanımlamak için de kullanılmıştır).
İslam peygamberi Cebrail'le olan bir buluşmasında Cebrail'in, İslam nedir sorusuna peygamberin cevabı Allah'a ibadet edip, O'na hiçbir şeyi ortak kılmaman, namazı dosdoğru kılman, farz edilmiş zekâtı vermen, ramazanda oruç tutmandır, olmuştur.[1]
İslam, Allah'ın yanı sıra başka ilahlara tapmamak, Allah'ın kitabına aykırı söylemlere inanmamak, yalnızca Allah'a ait olan sıfatları ve O'na has özellikleri Allah'dan başkasına -ister melek olsun, ister peygamber olsun, ister din adamı olsun, ister kişinin kendisi olsun hiç kimseye- yakıştırmamak, din koyucu olarak yalnızca Allah'ı görmek ve kulların Allah'ın kontrolünde olduğuna ve bir gün hesap verileceğine inanmaktır.
Müslüman İslam dinine inanan kişiye verilen addır. Müslüman kavramı, kelime olarak "teslim olan", "bağlanan" anlamına gelir. İslamî mânâda Müslüman; Allah'a, peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, âhiret gününe ve kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanan ve bu yolda sâlih amel işleyen, insanlara hakkı ve sabrı tavsiye eden olarak tanımlanır.
Konu başlıkları |
[değiştir] İman
- Ana madde: İslam'da iman
İslam dinine göre kişinin iflah olması (kurtuluşa erebilmesi) için îmân etmesi gerekir. İslâm'da îmân, İslâm dîninin esaslarına inanmaktır.
Allah'a Îmân Tevhid, yânî Allah'ın varlığına ve birliğine inanmaktır. Şu noktaları içerir:
Allah'ın yaratıcı, mülkün sâhibi, yaratılmışların bütün işlerini yürüten ve âlemlerde yegâne tasarruf sâhibi olduğuna inanmaktır. Allah'ın gerçekten ibâdet edilmeyi hak eden ilâh, onun dışında ibâdet edilen her şeyin ise batıl olduğuna inanmak. Kuran'da ve Muhammed'in sünnetinde bildirdiği üzere,en güzel isimlerin (esma'ul husna) Allah'a ait olduğuna inanmak.
Ahiret Gününe Îmân Ahiret'e, yânî âhiret Gününe, inanmak. Buna göre:
Ahiret günü; Allah'ın insanları yeniden diriltip bir arada toplayacağı gündür. O gün onlar ya nimetleri bol cennet yurduna ya da elem verici azabın olduğu cehennem yurduna gireceklerdir.
Melekler'e Îmân Meleklere inanmaktır. Buna göre: Melekler, Allah'ın yalnız ona ibâdet etsinler ve onun emirlerini yerine getirsinler diye yarattığı üstün kullarıdır. Nur'dan yaratılmışlardır. Allah onlara özel görevler vermiştir. Cebrail, Allah'ın katından peygamberlere vahiy (mesaj/kitap) indirmekle; Mikail, yağmur ve bitkilerle; İsrafil, sura üflemekle; ölüm meleği olan Azrail, hayatı sona erdirmekle görevlidir.
Kitaplara Îmân Allah'ın peygamberlerine içinde doğru yolu, iyiliği ve kurtuluşu gösteren kitaplar indirdiğine inanmak. Buna göre:
Allah'ın peygamberlerinin sonuncusu Muhammed peygambere indirdiği Kur'an'a iman. Kur-an'ın korunacağını ve tahrif edilemeyeceği Allah tarafından belirtilmiştir. İslam'a göre Kur'an kıyamete kadar özgünlüğünü koruyacaktır.
ve Kur'an 'dan önce indirilenlere iman : Mûsâ peygambere indirilen Tevrat Îsâ peygambere indirilen İncil. Dâvûd peygambere verilen Zebur. İbrâhîm peygamberin sahifeleri (Suhuf). Ancak Kur'an dışında sayılan diğer ilahi kitapların şu an elde bulunanlarının orjinal halinin tahrif edilmiş olduğu gerçeği.
Peygamberlere Îmân Allah'ın peygamberler gönderdiğine inanmak. Buna göre:
Peygamberler Allah'ın elçieridir ve insanları uyarmak için gönderilmişlerdir ve son peygamberde Hz.Muhammed'dir. İçlerinde Yakup,İsa,Musa,İbrahim,Yusuf gibi nice peygamberlerde Kur'an'da adı geçenlerdendir. Peygamberlerin hepsi <isa>'da dahil olmak üzere birer insandı. Rablık sıfatlarından hiçbirini taşımazlar. Onlar Allah'ın kendilerine peygamberlik vermekle lütufta bulunduğu kimselerdir, Allah'ın elçileridirler.
Allah, Hz. Muhammed'i bütün alemlere rahmet olarak göndererek peygamberlerin mührü olarak, son peygamber olarak göndermiştir. İslam'a göre ondan sonra peygamber yoktur.
Kader'e Îmân Kader'e inanmak. Buna göre:
Allah'ın ezeli ilmi ve bilgeliğinin gereği olarak evrenin yönettiğine, herşeyin onun bilgisi dahilinde olduğuna ve huzurundaki “Levh-i Mahfuz” da yazıldığına inanmaktır. Allah evreni dilemiş ve yaratmıştır. Onun iradesi ve yaratışı olmadan olmuş hiçbir şey yoktur.
[değiştir] İbadet
İslam'da ibadetler çok çeşitlidir ve dindeki durumları farklıdır. Bazı ibadetleri yapmak farz yani şartken, namaz kılmak gibi, bazı ibadetleri yapmak farz değildir, Ramazan orucu dışında oruç tutmak gibi. İslam'da kişi yaptığı her ibadet ile sevap kazanırken, şart olmasına rağmen yapmadığı ibadetler ile günaha girer. Kur'an'da Müslümanın yapması emredilen eylemler farz hükmündedir.
İbadetin İslam akidesinin bir parçasını teşkil edip etmediği tartışılmıştır. Matüridiyye mezhebine göre ibadet imanın ve dolayısıyla akidenin bir parçası değildir; kişinin ibadetlerini aksatması veya ibadet etmemesi onu dinden çıkarmaz. Bununla birlikte kişinin bağlılığının azalabileceği ve imanının daha hassaslaşacağı (korumasız bir hale geleceği) benzeri bir fikir de sık sık öne sürülür. Selefiyye mezhebine göre ibadet imanın bir parçasıdır ve ibadet etmeyen kişi Mümin (yani inanan) sayılamaz. Buradan hareketle ibadetin seviyesine göre kişinin imanının artıp azalabileceği fikri de ortaya atılmıştır. Kur'an'da ibadetin imanın bir parçası olduğuna dair bir ifade yoktur. İbadetin imanın bir parçası olmadığını savunan alimler ve mezhepler Kur'an'da geçen Müslüman ve Mümin ayrımına dikkat çekmiş ayrıca sünnette yer alan Müslümanın büyük günah işlese dahi sonunda cennete gideceğini ifade eden bir hadisi kanıt olarak öne sürmüşlerdir. Bu konuda daha fazla bilgi için İslam'da iman ve ibadet maddesine bakabilirsiniz.
İslam dininde sıkça tekrarlanan, farz kılınmış ibadetler literatürde ve halk tarafından sıklıkla İslam'ın beş şartı veya İslam'ın şartları olarak adlandırılmış ve bu başlık altında incelenmiştir.
[değiştir] İslâm'ın Şartları
- Ana madde: İslam'ın Beş Şartı
İslâm dîninin emrettiği, yapılmasını farz (gerekli) kıldığı ibâdetlerin bir bütünüdür. Bir hadis üzerine derlenmiştir. İslâm dîninde kutsal kitap olan Kur'ân-ı Kerim'de farz olarak emredilen her ibâdet ve eylemin yapılması şarttır. Bu nedenle İslâm'ın amelî temelini dinde bulunan tüm ibâdetleri beşe indirmek mümkün değildir. İslâm'ın beş şartı, sâdece İslâm dînindeki farzlardan beş temel ibâdeti belirten bir bütündür.
İslâm'ın Beş Şartı
[değiştir] İslam dini mezhepleri
İslam'da farklı kategorilerde farklı mezhepsel bölünmeler olmuştur. Bu mezheplerden akide açısından ayrılık gösterenlerden bir kısmı daha sonraları İslam dini dairesinden tamamen çıkarak, farklı dinler olarak ortaya çıkmışlardır; Babilik gibi. Bunun dışında Kur'an temelli akideden çıkmasına rağmen, farklı bir din olarak kabul edilmeyen mezhepler vardır. Bu mezheplerden çoğunun taraftarları ve kurucularınca İslam'ın yeni bir versiyonu olarak tanımlandığı olmuştur.
Muhammed Ebu Zehra daha sonra klasikleşen Mezhepler tarihi adlı kitabında, birçok farklı İslam tarihçisinin de kabul ettiği şekilde İslam dini mezheplerini üç kategori altında işler: siyasî mezhepler, itikadî mezhepler ve fıkhî mezhepler (yani hukuk mezhepleri). Siyasî mezhepler kategorisi içerisinde Sünnîlik, Şia ve Haricîlik mezheplerini barındırır. İtikadî mezhepler kategorisi diğerlerine oranla daha geniş olmakla birlikte, bir mezhep olarak tanımlanabilecek kadar gelişmiş olan 5 mezhep genelde bu kategoride zikredilir: Mürcie, Mu'tezile, Eşarîlik, Matürîdilik ve Selefîlik. Son olarak fıkhî mezhepler Ehl-i Sünnet'in benimsediği 4 fıkıh mezhebi: Malikîlik, Hanefîlik, Şafiîlik ve Hanbelîlik ile Şia tarafından benimsenen Zeydiyye ve Caferiyye gibi mezhepleri kapsar. Bu ana mezheplerin dışında gerek bu mezheplerin içinde alt mezhepler ve gruplar, gerekse bu mezheplerin dışında büyük küçük çeşitli mezhepler bulunmaktadır. Ayrıca özellikle Orta Çağ'da yükselişe geçmiş olan Sufizm de bir mezhep olmasa da bir mezhep olarak sayılabilecek kadar farklılaşmış bir akide ve amel yapısı ortaya sunan, çoğunluk tarafından İslam dairesi içinde sayılsa da zaman zaman belirli İslam alimleri tarafından İslam dışı sayılmış, bir dinî ve felsefî akımdır.
[değiştir] Sünnîlik
Dünyâ Müslümanlarının %90'ını sünnîler oluşturur. İnanç mezhebleri iki tânedir: Mâturîdî ve Eş'arî. Bu iki mezhebin aralarında teorik fıkıhta yirmi kadar noktada farklılık varsa da birbirlerine çok benzerler. Sünnîler, peygamberleri peygamber olduktan sonra Allâh'ın lutfu sâyesinde günâhsız hareket ettiklerini, ondan önce yaptıkları zenblerinse günah olmadığına inanırlar. Sahâbeleri hayırla anarlar. Onlara göre peygamberlerden sonra en hayırlı insan Hz. Ebû Bekir (Ebû Bekr-i Sıddîk), sonra Hz. Ömer (Umar bin Hattâb), sonra da Hz. Osman (Uthman bin Affan) ve Hz. Ali'dir (Aliyy bin Ebî Tâlib). Allâh'ın sıfatlarını yorumlarlar, ona şekil veren antropomorf görüşleri red ederler.
[değiştir] Şiîlik
Şiîler, Allah'ın adâletinin onun bir özelliği olduğuna, peygamberlerin ve onların soyundan gelen imamların hatâsız ve günâhsızlığına inanırlar. İslâm peygamberinden sonra gelen bu imamlar da peygamber gibi imam (lîder) ve mâsumdurlar, sözleri hadis olarak kitaplara alınır. Sahâbeler, en fazla sıradan Müslümanlardır. Onların birçoklarını benimsemezler ve yererler. Bu yerilen kişiler, açıkça Hz. Ali taraftârı olmayanların bütünüdür. Başka bir ifâdeyle Sünnîler için en hayırlı kişi sayılanlar, pekâlâ Şîiler için kötü kişi sayılabilir. Hz. Ali'nin çocukları ve imâmette ikince ve üçüncü imam olan İmam Hasan ve İmam Hüseyin, Şîada büyük rôl oynar. Bunların dışında altıncı imam olan İmam Câfer de birçok hadîsin kaynağı olduğundan çok önemlidir. Şiîler bugün, genelde inandıkları imam sayılarına göre gruplandırılırlar. Alevîler dördüncü imamın kaybolduğunu öne sürerler. İsmâilîlere göre imamların sayısı yedidir. Câferîlerde kaybolan imam, on ikinci imamdır. Zeydîlere göre imam sayısı sınırlı değildir. Bugün dahî bir imam çıkabilir. Bütün bu mezheplere göre sonuncu gelen imam, çocuk yaşta kaybolmuştur ve kıyâmet kopmadan önce gelecektir.
[değiştir] Hâricîlik
Hâricîler, Hz. Ali'nin grubundan ayrılarak ne onu, ne de Hz. Osman'ı halîfe olarak kabul etmişlerdir. İslâm'ın en radikal gruplarını oluşturan bu mezhep grubu, kendilerine bağlı olanlardan Hâricî olmayanları öldürmelerini îmânın şartı olarak kabul etmiş, bunu yapmayanları kendilerinden saymamışlardır. En aşırıları, sâdece kendi mezheplerinden olan Hâricîleri kabul etmiş, diğer Hâricîlerin de katlinin farz olduğuna inanmışlardır. Tabiatıyla kendileri Abbâsiler devrinde öldürülmüşlerdir. Bugün bu mezhep grubuna bağlı kimseler pek kalmamıştır.
[değiştir] Dünya'da Müslümanlar
Müslümanlar'ın birçoğu Ortadoğu'da, Afrika'nın ortasında ve kuzeyinde, Asya'nın batısı ve güneydoğusunda ve Balkanlar'da yaşamaktadır. Ayrıca Avrupa, Avustralya ve Amerika gibi diğer kıtalarda göçmen topluluklar halinde on milyonlarca Müslüman yaşamaktadır.
Türkiye, nüfusunun yaklaşık yüzde 99.9'sinin(kaynak yok) Müslüman olmasıyla, yüzde oranları bakımından dünyada liderdir. Endonezya ise sayısal açıdan dünya'nın en kalabalık Müslüman (200 Milyon) ülkesidir. Hindistan ise sayısal açıdan dünya'nın en büyük azınlık olarak Müslümanların (145 Milyon) yaşadığı ülkedir.
Buna göre İslâm dîni, 1,3 Milyar'ı aşkın inananıyla dünyânın en yaygın 2. dîni olma özelliğini taşımaktadır.