Su sorunu
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Dünya üzerindeki mevcut tatlı su kaynaklarının ihtiyaçları karşılayamayacak hale gelmesi üzerine tatlı su kaynaklarını (akarsular) paylaşan devletler arasında yaşanan soruna “su sorunu” denir. Genellikle iki veya daha fazla devletin topraklarından geçen akarsular (bir diğer deyişle sınıraşan sular) üzerinde yaşanır.
Su sorunu özellikle Ortadoğu bölgesinde kendini hissettirmekte; Fırat ve Dicle nehirleri dolayısıyla Türkiye’yi de etkilemektedir. Su sorunu Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşta ele alınmaktadır. Halihazırda, devletler arasında sürtüşmelere neden olan su kıtlığının ileride savaşlara yol açabileceğinden endişe edilmektedir.
Konu başlıkları |
[değiştir] Başlıca Su Sorunları
- Ortadoğu’da su sorunu
- Fırat ve Dicle havzasındaki su sorunları
- Asi Nehri havzasındaki su sorunları
- Nil Nehri havzasındaki su sorunu
- Ganj Nehri üzerindeki su sorunu
- ABD - Meksika su ihtilafı
- Meksika - Guetemala su ihtilafı
- Leshotho Krallığı – Güney Afrika Cumhuriyeti su ihtilafı
- Swaziland - Güney Afrika Cumhuriyeti su ihtilafı
[değiştir] Uluslararası Hukuk ve Su Sorunu
[değiştir] Kurallar
Devletlerin ülkelerinde bulunan sınıraşan sular veya su sistemleri ile ilgili hak ve yükümlülüklerini belirleyen kapsamlı kural veya ilkeler henüz tamamen şekillenmiş değildir. Çeşitli sınıraşan sular için kıyıdaş ülkeler arasında varılmış anlaşmalar mevcuttur ancak bu anlaşmalardan hiçbirini başka bir soruna uyarlamak mümkün değildir. Herbiri değişik koşul ve durumları yansıtan ve bazen benzer sorunlara dahi farklı çözümler getiren bu anlaşmalar genel kabul görmüş hukuk kuralarının oluşumunu sağlayamamıştır..
Bir hükümet dışı kuruluş olan Uluslararası Hukuk Derneği (Internatıonal Law Association) ve BM Uluslararası Hukuk Komisyonu başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar su konusunda uluslararası uyuşmazlıkları giderebilecek ve uzlaşma ortamı yaratabilecek özelliklere sahip bir hukuk kurallarının oluşması için çaba sarfetmektedir.
[değiştir] İlkeleler
Su sorunu konusunda uluslararası hukuk kuralı oluşturulamasa da genel olarak kabul görmüş iki ilke mevcuttur:
1) Uluslararası hukuka göre halihazırda, iki ya da daha fazla devletin topraklarından geçen akarsuların kıyıdaş devletlerce “adilane ve akılcı paylaşımı” ilkesi kabul görmektedir. Bu ilkeye sosyo-ekonomik, hidrolojik ve jeopolitik şartların dışında ihtiyaçların karşılanabileceği başka doğal kaynaklar veya imkanlar mevcut olsa da suyun tahsisinde bu adalet ve akılcılığın da gözönüne alınmasını zorunlu hale getirmiştir.
2) Genel kabul görmüş diğer bir ilke, “önemli zarar vermeme” (no significant harm) kuralıdır. Buna göre, sınıraşan nehirlerde kıyıdaş ülkeler suyun kullanımında birbirlerine zarar verici hareketlerden kaçınmaya dikkat etmelidirler. (Örneğin diğer devlette taşkınlara yol açabilecek tesisler kurmama)
[değiştir] Önlemler
Su sorununu azaltmak ve bu hususta yaşanan anlaşmazlıkları en aza indirmek için alınabilecek önlemler şunlardır:
- Devletlerin su ile ilgili kendi iç politikalarını gözden geçirerek israfı azaltmaları.
- Atık suların tasfiye edilerek yeniden kullanıma sokulması.(Bu yöntem halen petrol zengini ülkeler ve İsrail’de uygulanmakta olup ekonomik nedenler başta olmak üzere çeşitli nedenlerle yaygınlaşamamıştır)
- Tarımda ilkel sulama metodlarının israfa neden olması nedeniyle sulamada yüksek teknoloji kullanılması.
- Su kaynaklarına uygun tarım ürünü ekimi yapılması.
- Devletlerin su sorunu konusundaki anlaşmazlıklari tırmandırmaktan kaçınması.