Özgüven
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi; kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumu. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri (Örneğin: “Zekiyim”, “Sevilen bir insanım”), hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları (Örneğin: umutsuzluk, utanç, gurur..vb.), hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları (Örneğin: çekingen, dikkatli, iddiacı..vb.) içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak da düşünmek de, geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek de mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi (Örneğin: “Zeytinyağlı sarmayı iyi yapabildiğimi düşünüyorum ve bu becerimle gurur duyuyorum”), genel bir kavram olarak da düşünülebilir (Örneğin: “İyi bir insan olduğumu düşünüyorum ve bu nedenle kendimle her zaman gurur duyuyorum”).
[değiştir] Ölçümü:
Amprik araştırmalarda özgüven niceliksel bir sonuç üreten ölçekler ile ölçülür. Bu ölçeklerin kullanımından önce güvenirlilik ve geçerlilik çalışmaları yapılmış olmalıdır.
[değiştir] Özgüvenin niteliği ve düzeyi:
Özgüvenin niteliği (güvenli ya da kırılgan oluşu) niceliğinden (yüksek ya da düşük) oluşundan ayrı bir özelliktir. Özgüven yüksek fakat aynı zamanda kırılgan olabilir (örnek: narsisim); düşük fakat aynı zamanda güvenli olması da mümkündür (örnek: alçakgönüllülük). Özgüveninin niteliği farklı şekillerde ölçülmeye çalışılmaktadır: zaman içindeki sürekliliği, çeşitli durumların ortaya çıkışına bağlı olup olmayışı gibi
[değiştir] Özgüven, akademik başarı ve insan ilişkileri:
1960lar’dan 1990lar’a kadar ABD’de kabul gören yaygın görüş, özgüvenin öğrencilerin okul başarısında, arkadaşları ile kurdukları ilişkilerde ve ilerideki yaşamlarında gösterecekleri başarılarda önemli bir etken olduğu idi. Bu nedenle öğrencilerin özgüvenini güçlendirmeye yönelik pek çok program başlatıldı. 1990’lardan itibaren yapılan araştırmalar ise öğrencilerin özgüvenini yükseltmenin okul başarılarına olumlu bir katkısı olmadığı gibi, olumsuz etki yapabileceğini gösterdi.
Saldırganlık/kabadayılık ile özgüven arasındaki ilişkiyi araştıran son çalışmalar da gençlerde özgüveni geliştirmenin faydası ile ilgili mitlerin yıkılmasına yol açmıştır. Önceleri, insan ilişkilerinde saldırganca davranışların kaynağının saldırgan bireylerdeki özgüven eksikliği olduğu düşünülmekteydi, ancak bu düşünceyi destekleyecek kontrollü deneyler bulunmamaktaydı. 2000li yıllarda Baumeister ve arkadaşları tarafından yapılan psikolojik deneyler, saldırganlığın asıl kaynağının hak edilmemiş yüksek özgüven olduğunu göstermiştir.
Saldırganca davranışlar sergilemiş suçluların çoğu kendilerini diğer insanlardan üstün kabul ederler ve saldırganlıklarının mazareti pek çok kez kendilerini hakarete uğramış, aşağılanmış hissetmeleridir. Sokak çetelerinin üyeleri genelde kendileri hakkında olumlu düşüncelere sahip olduklarını ifade ederler ve kendileri hakkındaki bu olumlu düşünceleri sarsacak şekilde davranan oldu mu saldırganlıkla karşılık verirler. Okullardaki zorba çocuklarların kendilerini diğerlerinden üstün gördükleri; düşük özgüvenli çocukların zorba olanlar değil, genellikle zorbalıklara kurban giden çocuklar oldukları bulunmuştur (Baumeister, 2001).