Lagaş
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Lagaş, Fırat ve Dicle nehirlerinin birleşme yerinin kuzey batısında Uruk’un doğusunda yer alır. Lagaş hem Sümerlilerin hem de daha sonraları Babillilerin en eski şehirlerinden biridir. Yakınındaki Girsu şehri, Lagaş’ın dini merkeziydi.
Konu başlıkları |
[değiştir] Kazılar
Lagaş harabeleri 1877 yılında o tarihte Basra’da Fransız konsolosu olan Ernest de Sarzec tarafından keşfedildi. Sarzec kazılarına 1901 yılnda ölünceye dek devam etti. Başlıca kazılar iki büyük höyükte yapılmıştır. Bunlardan biri Lagaş’ın efendi tanrısı Ningirsu ya da Ninib adına yapılmış olan E-Ninnu tapınağını ortaya çıkarmıştır.
Daha sonraki Fransız arkeoloji kazıları 1929-1931 yıllarına Henri de Genouillac ve 1931-1933 yılları arasında Andre Parrot tarafından yönetilmiştir.
[değiştir] Bölge
Lagaş alçakça, uzun sıralar oluşturan mezar höyükleri bulunan Irak’da Tell al-Hiba olarak bilinen bir bölgedir. Tarihi bir kanalın kurumuş yatağında, Shatt-el-Haj’ın 5 km doğusunda ve Katar’ın modern şehri Shatra’nın 15 km doğusunda bulunmaktadır. Girsu ise Al-Hiba’nın 25 km kuzeybatısında bulunmaktadır.
Yunan ya da Selçuk döneminde E-Ninnu tapınağı yıkılmış ve üzerine kale inşa edilmiştir. Bazı briketlerin üzerinde küçük Babil krallığının kralı olan Hada-nadin-akhe hakkında Aramca ve Yunanca yazıtlar bulunmaktadır. Bu kalenin altında Gudea’ya ait pekçok heykel bulunmuştur. Bu eserler Louvre müzesinin Babil kolleksiyonunun önadide parçaları olarak sergilenmektedir. Bu heykellerin kafaları ya da organlarından bir koparılarak inşa edilen kalenin temeline atılmışlardır. Bu tabakadan aynı zamanda yüksek sanatsal mükemmeliğin pekçok örneği çıkarılmıştır. Diğer bir geniş höyükte yapılan kazılar ilk Sümer dönemini çok daha gerilere tarihlememize sebep olan bronz ve taş objeler içeren bina kalıntılarının keşfi ile sonuçlanmıştır. Böylece Babil sanat tarihinin Gudea’nın zamanından yüzlerce yıl daha önceye tarihlenebilmesine olanak sağlayan kanıtlar bulunmuştur.
Görünüşte bu höyük depolarla kaplanmış gibi görünsede bu depolarda sedece tahıl ürünü, incir gibi şeyler değil şehrin ve tapınağın kullanımı ve idaresi ile ilgili olan araçlar, heykeller, silahlar gibi tüm objeler bulunmaktaydı. Şehrin dışındaki küçük bir höyükte, Sarzec tapınağın arşivlerini buldu – yaklaşık 30.000 kil tablete kaydedilmiş çalışma kayıtları, antik Babil tapınağının yönetimi, mülkiyet yapısı, tarım metodları, hayvan sürülerini güdme yöntemleri, ticari ve endüstriyel anlaşmaları ve girişimleri ile ilgili belgeler bulunmaktaydı; antik bir Babil tapınağı için muhteşem bir endüstriyel, ticari, tarımsal kuruluş. Neyazık ki, bu arşiv çıkarılmadan önce, dehlizler yağmacılar tarafından soyuldu ve çok sayıda tablet antika tüccarlarına satıldı, bu tüccarlar tarafından da tüm Avrupa ve Amerika’ya dağıtıldı.
[değiştir] Tarih
Telloh’da bulunan yazıtlara göre, özellikle MÖ 3üncü milenyumda Lagaş, Sümerliler için en önemli şehir durumundaydı. Bu dönemde MÖ 24üncü yüzyılda kral Ur-Nina ve onun selefleri tarafından bağımsız krallık olarak yönetiliyordu. Lagaş kralları Elam ve Kiş kralları ile çatışma içindeydiler. Semitik fetihler ile bağımsızlığını kaybetti. Yöneticileri Akkad kralı Sargon’un ve ondan sonra gelen kralların tebası haline geldiler; fakat Sümer şehri olarak kaldı ve sanatsal gelişimin merkezi olarak diğer tüm şehirlerden daha önemli bir şehir olmayı sürdürdü.
Guti kabilelerinin baskısı altında Sargon İmparatorluğunun yıkılışından sonra, Lagaş Ur-baba ve Gudea yönetiminde yeniden zenginleşti ve uzak ülkeler ile ticari ilişkilere sahip oldu. Şehrin kendi kayıtlarına göre, Gudea zamanında Suriye’deki Amanus ve Lübanan dağlarından sedir, doğu Arabistan’dan diorit taşı, güney Arabistan ve Sina yarımadasından bakır ve altın getirilmekteydi. Onun zamanı sanatsal gelişme çağıydı. Gudea kendini tanrı ilan eden ilk yöneticiydi; ve Gudea’nın nasıl göründüğü ile ilgili bilgiye sahibiz, çünkü Sümer tapınaklarında kendini remeden pekçok heykel yaptırmıştır. Gudea kendisini binlerce yıl sonraki insanlara tanıtacak heykeller yapılmasını istediği için sanatsal gelişmede avantaj sağlamıştır ve bunuda başarmıştır.
Ur-Nina, En-anna-tum, Entemena ve diğerlerinin Semitikk istiladan önce erken dönemdeki bazı çalışmalarıda oldukça ilginçtir, özellikle Akbaba Dikilitaşı ve Lagaş’ın kolları, her iki pençesinde birer aslan tutan kanatları açılmış aslan başlı bir kartal, ile süslenmiş olan gümüş vazo önemlidir.
Gudea’nın zamanında, Lagaş’ın başkenti Girsu idi. Krallık yaklaşık 1.600 km²’lik bir alanı kaplıyordu. 17 büyük şehir, sekiz bölgesel başkent, ve pekçok köyü (40 tanesinin adları bilinmektedir) kapsıyordu.
Bir tahmine göre, Lagaş MÖ 2075 den MÖ 2030 a kadar dünyanın en büyük şehriydi. [1]
Gudea’dan sonra, Lagaş önemini kaybetmiştir; en sonunda Selçuklu kalesi inşa edilene kadar burası ile ilgili hiçbir bilgiye ulaşılamamaktadır. Telloh’da bulunan objeler Babillilerden bugüne kalan en değerli sanat hazineleridir.
[değiştir] Lagaş’ın ilk hanedanları
Bu hanedanlık Sümerlilerden kalma fazlası eksik ve parçalanmış “Lagaş Kraliyet Kayıtları”nda geçsede, Sümer kral listesinde bulunmamaktadır, (English translation). Nasıl hesaplandığı bilinmesede, tufandan iki yüzyıl sonra, insanlık kendisi için yiyecek yetiştirmekte zorlanıyordu, tamami ile yağmura bağımlı haldeydi; sulama ve tarla sürme yöntemleri böylece tanrılar tarafından bildirildi. Aşağıda Lagaş’ın yöneticilerinin listesi bulunmaktadır.
- Enhengal (MÖ 2550)
- Lugal-Sha-Gen-Sur (Lugal-Suggur), yüksek rahip ya da patesi (c. 2510)
- Ur-Nina (Ur-nanshe), kral (c. 2480)
- Akurgal (c. 2450)
- Eannatum, kral (c. 2445) ilk imparatorluğu kurmuştur
- En-anna-tum I (Inannatum I, yüksek rahip (c. 2440)
- Entemena, kral (c. 2400)
- Inannatum II. (c. 2390)
- Enitarzi (c. 2385)
- Lugalanda (2384;2378)
- Urukagina, kral (2378;2371)
[değiştir] Lagaş’ın ikinci hanedanlığı
- Ki-Ku-Id ( 2260)
- Engilsa ( 2250)
- Ur-A ( 2230)
- Lugalushumgal ( 2200)
- Puzur-Mama
- Ur-Utu
- Ur-Mama
- Lu-Baba
- Lugula
- Kaku
- Urbaba (2164-2144).
- Gudea (2144-2124)
- Urningirsu (2124-2119)
- Pirigme (2119-2117)
- Ur-GAR (2117-2113)
- Nammahani (2113-2110)
[değiştir] References
- E. de Sarzec, Découvertes en Chaldée (1887).
- A. Parrot, Tello, vingt campagnes des fouilles (1877-1933), (Paris 1948).
- Donald P. Hansen, Al-Hiba, 1968-1969, a Preliminary Report, Artibus Asiae (1970).