Ebru (sanat)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bir sıvı üzerinde yüzdürülen boyaların kağıda geçirilmesi olan "marbling" işleminin Türklerde uygulanan şeklidir. Marbling Japonlarca da uygulanıyorsa da, bilinen Türk ebrûsu tarzında eserler Orta Asya - Osmanlı coğrafyasında ortaya çıkmıştır. Ebrûnun târihi ile ilgili olarak sayın Uğur Derman, târihi kestirilebilen en eski ebrû olarak, üzerinde Mâlikî Deylemî’ye ait bir kıt’anın bulunduğu ve Gürcistan’da yazılmış olan 1554 târihli bir ebrûyu gösterir. Bu ebrûnun, hafif ebrû olarak yapılmış olması ve hafif ebrûnun ancak belli bir ustalaşmadan sonra yapılabildiği gözönüne alınacak olursa, aslında ebrûnun -1550’li senelerden- çok daha eskilere dayandığı şüphesizdir. Ebrû hakkında Türkçe kaleme alınmış bilinen en eski eser,1608’de yazılan "Tertib-i Risâle-i Ebrî" adlı yazma kitapçıktır. Ebrû, kıvamı arttırıcı bir madde ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılmış ve suda erimeyen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin bir kağıda geçirilmesiyle yapılır. Bu şekilde serpilen boyalara hiçbir müdahale olmaksızın yapılan ebrûya "battal ebrû" denilir.
Osmanlı döneminde başlıbaşına bir sanat ve iş kolu olan ebrûculuk, 20 yüzyıl başlarına gelindiğinde unutulma noktasına gelmiştir. Bu sanatın tekrar hayat kazanması, ebrû sanatına çiçekli ebrûyu hediye eden büyük sanatçı Necmeddin Okyay sayesinde olmuştur. Okyay'dan sonraki büyük merhale Mustafa Düzgünman'dır. Mustafa Düzgünman'ın talebelrinden Fuat Başar, Alpaslan Babaoğlu bu sanatın yeniden yaygınlaşmasında büyük gayret sarfetmişlerdir.