Balıklı
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Moymul da ruhunuzu dinlendirebileceğiniz, hoşça vakit geçirebileceğiniz harika bir park.
Yazları Park boyunca yayılan sögütlerin gölgesinde serinleyebilir, isterseniz ismini aldığı Balıklı Havuzda balıkları izleyebilirsiniz. bu balıkların Moymul halkının dilinde dolaşan şöylede güzel bir efsanesi vardır;
Moymul:
İstisnai özellikleri bulunan, sıcakkanlı, güvenilir, zeki, kültürlü insanların semti. Balıklı Parkı: Sıcak yaz günlerinin, çevre halkınca en çok aranan geceyarılarına kadar ayrılamadığı Şehrimizin sembol parklarından biri..
Balıklı yolu toz oldu.
Yar gitti gelmez oldu.
Ya haberin, ya kendin
Yürek dayanmaz oldu..
Balıklı havuzunun serin sularına gömdüğü ayrılık sıkıntısını manilelerinde dile getiren gençlerin bugünün ekonomik, sosyal ve kültürel stresi içindeki insanına da sıcak kucak açıyor Balıklı. Serin havası soğuk suyu ve nezih görüntüsüyle...
Bundan tahminen yedi yüz sene kadar önceydi.; Horasan erenlerinden el alan, düşünce ve inançlarını yaymak üzere Anadolu’ya
gelen Hacı Bektaş-ı Veli Suluca Karacahöyük’te yerleştiğinde sadık müridi Sarı İsmail de yanında idi.. Bir süre sonra sadık erenlerini Anadolu içlerine gönderme zamanının geldiğine karar verdi. Ve Sarı İsmail’i yanına çağırarak;
-Gel bakalım benim sadık İsmail’im bak şu yayımın kirişindeki iğde dalı çeliğe, onu fırlatıyorum. Düştüğü yeri bul ki, bu topraklarda gerçek sahibini bulsun. Dedi ve Ya Allah diyerek fırlattı. Ve dedi ki Sadık İsmail’ine;
-Sadrın her zaman feyz dolsun, destur ve himmet üzerine olsun....
Gündüzler geceleri, geceler haftaları, Sadık İsmail de hocasının yayından fırlayan okunu aradı. Nihayet çelik Sadık İsmail’i, Sadık İsmail’de çeliği tanıdı. Dedeler Köyünde..
Moymul’un ünürüstü; Sadık İsmail’in çevreye en hakim yer olarak hizmette karar kıldığı mekan.. Ve burada başlar efsanemiz. Buralara ilk gelen Türkmenlerin çocuklarını okutmaya, maddi ve manevi şifalar dağıtmaya, imparatorluk kuracak nesillere milli değer yarğıları vermeye.Derman arayan dertliler, İslam’a hizmeti dert edinenlerle dolar dolar taşar Sadık İsmail’in çevresi..
Keles’in Oydas Köyü’nden bir baba ümitsizlik içerisindeyken kızının hastalığından, bir ümit der ve varır Sadık İsmail’in makamına ve şifa bulur kızı Dölek, son derece mutlu olan baba derki Sadık İsmail’e;
-Hocam bende kız çok, Dölek’im hizmet etsin bu dergahta, sana evlatlık olsun der.
Dölek kız yeni makamında su taşır, bulaşık yıkar, çamaşır yıkar, yemeğini yapar, sevilir hem hizmetinden, hem güzelliğinden. Güzelin düşmanı çok olurmuş, dergâha su getirirken lafla rahatsız ederler Dölek’i. Rahatsızlıktan rahatsız Sadık İsmail, sadık evladını rahatsız etmesinler diye şimdiki Balıklı havuzunun olduğu yere vurur asasını, fışkırır yerden pırlantalar gibi sular. Çamaşır için su bulamayan kadınlar çamaşırlık yapar, hayvanını sulayacak çobanlar büyük akarlar koyarlar kaynağa, ihtiyarlar önünü gerer, havuz yaparlar şöyle dibinde sohbet yapmak için, tarlasını sulamak için.
Peki ya havuzdaki balıklar nerden geldi? Kim attı onları buraya? Neden kutsallaşmıştır diğer balıklardan farklı olarak??
Sadık İsmail’in talebelerinden bir genç aşık olmuş Dölek kıza ama bir türlü açıklayamaz aşkını, terbiyesi müsaade etmez, belki hocasına sonsuz sevgi ve saygısı sebeptir bilinmez. Havuzun suları çoğaldıkça dergâhta içtiği sularla aşkı da çoğalır. Çoğalır ya derslere çalışması azalır, gönlü kırık, boynu bükük olur. Gencimize çare bulunur hocamızdan, o zamanlar yeni Çıkan bir sefere nefer gönderir genci, gurbet söndürecekken bir kat daha arttırır aşkını Delikanlımızın, anlatır Dölek kızı yeni arkadaşlarına, duymayan kalmaz bu ümitsiz aşk hikâyesini.. Her günün belirli bir vaktinde;
-Ah dermiş ah! O şimdi su doldurmaya gitmiştir havuza, ne olurdu Allah’ım balık olsam Şimdi o havuzda da Dölek’imi görsem der, söyleyen dinleyen bıkmaz nakarat olur her gün aynı vakitte. Kader onu bu savaşta ayağından yaralar, şehit olmadan yanına gelen arkadaşlarına gene aynı nakarat;
-O şimdi su doldurmaya geldi. Allah’ım o havuzda balık olsam da Dölek’imi doyasıya görsem derken şehit olur. Arkadaşları bu olaydan fevkalâde duygulanır ve harpten sonra Dölek kızı ve Sadık İsmail’i görmeye karar verirler ve aylar sonra gelirler Moymul’a. Sadık İsmail’e arkadaşlarının şehit olduğunu anlatırlar, el öperler, himmet alırlar, gelirler havuzun başına ezberledikleri saatte, havuzda birçok balık, içlerinden biri kuyruğundan yaralıdır. İşte o balık havuz başındaki gençlerin yanına varır. Onlar nereye o oraya. Balığın birden hızla
Başka bir istikamete gidişini gören gençler orada Dölek’i görürler. Balık suyun içinde hızla Bir gençlerin yanına birde Dölek’in yanına gider gelir. Sanki daha önce anlatılanları doğrularcasına balığın hareketleri Dölek’in hali şaşkına çevirir gençleri, içlerinden biri sorar oradaki oturan ihtiyarlara;
-Bu balıkları kim koydu havuza?
-Bizde bilmiyoruz kimin koyduğunu, bundan birkaç ay evvel peyda oldu dediler. O soruyu duyan Dölek biliyordu balıkların ne zaman geldiğini, ama nasıl cevap versin kendisine mahrem olan insanlara. Ama balıklarla gördüğü rüyayı babalığına birde yakın arkadaşlarına anlatmıştı. Kendisinin yakından tanıdığı o genç gelmiş rüyasında ona demişti ki;
-Dölek biz yarın kırk arkadaşımız ile havuza geleceğiz..
Rüyanın ertesi günü havuz balıklarla dolmuştu. İçlerinden biri, kuyruğu yaralı olan devamlı Dölek’i takip ederdi, o nereye o da oraya. O sıralar harplerin ardı arkası kesilmez, her harpte balıkların kayboluşu, harpler bitince tekrar görünmeleri sonucu hem havuz hem de balıklar halk arasında kutsallaştı. Herkes saygı içindedir. Balıklı havuzunun balıklarının tutulunca, o eve uğursuzluk, hastalık getireceğine inanılır. Sadık İsmail’in balıkları, Dölek kızın aşıkları vatanın gerçek sahipleri olarak nitelenir.
Balıklı havuzunun yanındaki türbede yatan dedenin kimliğini Allah’tan başka kimse bilmiyor.Ancak rivayetler Dölek kıza aşık olan gencin babası Sadık İsmail’e oğlu hizmet edemeyince Kendisi gelir hizmetine. Ona oğlunun Dölek kıza aşkından bahsederler, olayları, balıkları ve bilhassa yaralı olan balığı tanıtırlar, garip baba ölene dek Dölek kızla yaralı balığın birbirlerine bakışını nazar eder havuz başında. Dergâha hizmette kusur etmez. Vefat ettiğinde de oğlunun yanına gömerler onu. Onun da adı bundan böyle Balıklı Dede olur !.....
Katarlandık Hakk Yoluna Katarız,
Çıkarız Yükseklere Sema Tutarız,
Her Kuşun Dilinden Bilir Öteriz,
Onun İçin Farketmiyor El Bizi..
Horasan’dan çıktım sökün eyledim
Geldim tavşanlıya mekan eyledim
Yüz bin evliyaya hizmet eyledim
Keskindir nefesi Allah kulunun..
Moymul’un ünürüstünde oturur.
Gelen talebeleri kendi okutur.
Balıklıyı nefesiyle akıtır,
Keskindir nefesi Allah kulunun..
Ayrıca Bkz. www.moymulluyuz.biz
Ayrıca Bkz. Moymul