Kellogg-Briand Paktı
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Fransa, Locarno Paktı'nı imzaladığı halde, doğu sınırlarının güvenliğinden endişe duyduğu için, bu yolda yeni ve başka garantiler elde etmek istedi. Fransız dışişleri bakanı Briand, 20 Haziran 1927'de A. B. D. ile sürekli bir barış paktı yapmayı ve bunda her iki devletin karşılıklı ilişkilerinde savaşa başvurmayacakları prensibine yer verilmesini istedi. Halbuki, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Monreo siyasetine geri dönmüş bulunan A. B. D. için bu teklif uygun değildi. Çünkü, bu teklifin kabul edilmesi, Amerika'nın, Amerika dışındaki dünya sorunlarına yönelmesine yolaçacaktı. Dolayısıyla A. B. D., Fransa'nın önerisini reddetti. Buna karşılık Amerikan dışişleri bakanı Kellogg, bütün büyük devletlerin, muhtemel bir savaşı lanetleme paktı imzalamalarını önerdi. Fransa öneriyi kabul etti. Bunun üzerine Kellogg, bu öneriyi Sovyetler dışında tüm diğer büyük ülkelere de sundu. Öneri, Almanya tarafından der-hal; İngiltere tarafından, Büyük Britanya İmparatorluğu'nun önemli bölgelerinde serbest kalmak şartıyla kabul edildi.
Nihayet 27 Ağustos 1928'de büyük devletler ile Belçika,Polonya ve Çekoslovakya Paris'de toplanarak Kellogg Paktı adı verilen antlaşmayı imzalamaya karar verdiler Daha sonra Sovyet Rusya ve belli başlı tüm devletler de bu pakta katıldılar.Paktın esası,hukuki olmaktan çok ahlaki idi ve "savaşın lanetlenmesi"diye özetlenebilirdi Ancak paktın kapsamı savunmaya yönelik mücadeleler ile Milletler Cemiyeti çerçevesi içine giren savaşlara izin veriyordu. Tamamı üç maddeden oluşan Kellog Paktı ile ilgili antlaşmanın ilk iki maddesi şöyle idi:
a. Antlaşmayı imza eden devletler,devletler arası antlaşmazlıkların çözümlenmesi için savaşa başvurmayı lanetlediklerini ve savaşı birbirleriyle ilişkilerinde milli siyasetin bir aracı olarak kabul etmediklerini,
b. İmzacı devletler niteliği ve kaynağı ne olursa olsun aralarındaki her türlü antlaşmazlık ve çekişmelerde barış yollarından başka bir yol izlememeyi esas aldıklarım kabul ve ilan ederler. Fakat,tüm çaba ve gayretlere rağmen,bazı küçük başarılar hariç bu antlaşma ile getirilen prensipler de barışın sürekliliğini sağlamaya yeterli olamamıştır.