Seçim
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Seçim, kendilerine memuriyet, temsil yetkisi veya bir vekalet verilecek, kanuni şartlara uygun kişilerin, bir kısım veya bütün vatandaşlar tarafından tercih ve tespit edilmesi işlemi; intihab. Toplu bir iradenin birden fazla aday arasında tercihte bulunması. Tayin etme, atama işleminin zıddı. Milletvekili, herhangi bir meclis veya encümen üyelerinin, dernek yöneticilerinin vs. seçimi. Demokratik ülkelerde çeşitli seçim sistemleri, değişik usullerle uygulanmaktadır.
Konu başlıkları |
[değiştir] Seçim ilgili terimleri
- Seçim yasakları
- Seçim sırasında, kanunen yapılması yasaklanan fiil ve işlemler.
- Seçim suçları
- Seçimlerin kanunlara uygun bir şekilde yapılmasını engelleyici suçlar. Hileli faaliyetler, cebir ve şiddet kullanılması, tehdit, kurulların yasaklarına aykırı hareket, görevlilerin görevi kötüye kullanmaları vs.
- Seçmen
- Seçime, oy vermek suretiyle iştirak eden veya seçme hakkına sahip olan kimse. Seçmen olabilmek için, yaş sınırının altında olmamak ve kanunen yasaklı bulunmamak lazımdır.
- Seçim ehliyeti
- Seçmek ve seçilmek ehliyeti, hakkı olup, seçimin cinsine göre kanun ve nizamnamelerle hususi hükümlere bağlanmıştır.
- Ön seçim
- Siyasi partilerin gerek meclis adayları, gerekse mahalli idare adaylarını tespit ettikleri seçim.
- Ara seçim
- Boşalan milletvekilliği, belediye başkanlığı ve muhtarlık vs. için, normal dönemler arasında yapılan seçim.
- Kısmi seçim
- Cumhuriyet senatosu veya meclisin münavebeyle, nöbetleşerek yenilenen bir bölümü için yapılan seçim.
- Mahalli seçim
- Mahalli idare yöneticisi; belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi üyeleri, muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri için yapılan seçimdir.
- Genel seçim
- Bir ülke parlamentosunun yenilenmesi, dolayısıyla gerektiğinde iktidarın değişmesini sağlıyan seçimdir.
- Seçim devresi
- Seçim dönemi. Herhangi bir görev veya hizmet için seçilen kimselerin veya bu kimselerin meydana getirdiği meclis veya heyetlerin, vazifelerinin devam edeceği belli müddet. Türkiye'de millet meclisi ve belediye seçimleri 5 (beş) yılda bir yapılır.
- Seçim giderleri
- Seçimlerle ilgili işler için gereken araç, gereç ve personel giderlerinin tamamı.
- Seçim dairesi (çevresi)
- Milletvekili, belediye ve il genel meclisi üyelerinin seçildikleri bölge, çevre. Türkiye'de her il bir seçim çevresidir.
- Seçim bölgesi
- Seçim bakımından her muhtarlığa bağlı bulunan bölge. Mahalle ve köyler birer seçim bölgesidir.
- Seçim kurulları
- Seçim işlerini yürüten kurullardır. Merkezde Yüksek Seçim Kurulu, her ilde İl Seçim Kurulu, her ilçede İlçe Seçim Kurulu, her sandık bölgesinde ise bir Sandık Seçim Kurulu bulunur.
- Seçim sandığı
- Seçimlerde kullanılan oyların atılmış olduğu ağzı kapalı-mühürlü sandık.
- Seçimin yenilenmesi
- Kanun ve yasaklara aykırı olarak, kurallar çiğnenerek yapılan bir seçimin, sakatlık yüzünden iptaliyle yeniden yapılması.
- Seçim mazbatası
- Seçim sonucunda, seçilen kimselere, seçilmekle kazandıkları sıfatın geçerli olduğunu gösteren ve bir sureti kendilerine verilen belge.
- Seçim tutanağı
- Seçim sonuçlarının resmen tespit edilerek, imzalandığı tutanak.
Seçimin kullanma alanları çok çeşitlidir. Parlamento üyeleri seçimi, il genel meclisi üyeleri, belediye başkan ve meclis üyeleri, mahalli ve köy muhtar - idare heyetlerinin seçimi, siyasi partiler, dernekler, meslek kuruluşları, sendikalar, bazı yargı organları vs. seçimleri. Bu seçimlerin bazısı anayasada vardır. Üniversite yönetimi ve meslek odaları seçimi, kendi üyeleri arasında yapılır. Yargı organlarının seçim usulleri daha değişiktir.
Seçilenlerin bazısı kamu görevlisi veya memur statüsündedir. Bazıları ise (şirket, dernek idarecileri) özel hukuka tabidir.
Tek dereceli veya çok dereceli seçim: Tek dereceli seçimde, seçmen doğrudan doğruya yöneticilik için aday olanlara oyunu kullanır. Çok dereceli seçimde ise, seçmen, yöneticileri tayin veya seçecek olan temsilci seçmeni seçer. Tek dereceli seçim demokrasiye en uygun seçimdir. Vasıtalı, yani çok dereceli seçim, kamuoyunu dengelemek ve daha seçkin kimselerin seçilmesi gibi faydalar sağlarsa da; mahalli ve siyasi imtiyazlı bir zümrenin seçilmesine imkan verir. Bu yüzden demokrasiye pek uygun değildir.
Seçim sistemleri:
- Çoğunluk sistemi,
- Nisbi temsil sistemi,
- Baraj sistemi.
[değiştir] Çoğunluk sistemi
Demokratik parlamenter rejimlere en uygun seçim sistemidir. Kuvvetli iktidarların doğması ve bir partinin tek başına iktidara gelmesine yol açar. Umumiyetle iki partili sistemleri doğurur. Kolay ve basit bir sistemdir. Oyların çoğunluğunu alan aday kazanmış olur. Liste varsa, liste kazanmış olur: a) Nisbi çoğunluk, b) Mutlak çoğunluk, c) Barajlı çoğunluk olmak üzere üç çoğunluk sistemi vardır.
[değiştir] Nisbi çoğunluk
En çok sayıda oy alan liste veya aday kazanmış ilan edilir. Mesela, A,B,C partilerinin listeleri 25.000, 22.000 ve 15.000 oy alsın. En çok oy alan liste veya aday kazanmış olur. İngiltere'de uygulanır. Partilerin çokluğu halinde en çok oy alamamış olan parti, mecliste çoğunluğu alabilir. Türkiye'de 1950-60 arası uygulanan nisbi çoğunluk sistemiyle toplam oyları muhalefet partileri oylarından az olan bir parti, büyük bir çoğunlukla iktidar olmuştu. (1957 seçimlerinde oyların % 48'ini alan D.P. 424; oyların % 52'sini alan muhalefet partileri ise toplam 186 milletvekili çıkarmışlardır.)
[değiştir] Mutlak çoğunluk
Bu sistemde, kullanılan oyların yarıdan fazlasını alan aday veya aday listesi seçimi kazanmış olur. Mesela, kullanılan oyların toplamı: 42.000 olsun. Kazanabilmek için 21.001 oy almak gerekir. Mutlak çoğunluğu almak çok zordur. Bazı ülkelerde birinci seçimde uygulanır. Kazanan olmazsa ikinci seçim yapılır.
[değiştir] Belli yüzde çoğunluğu sistemi
Buna n çoğunluk da denir. Kazanabilmek için aday veya aday listesinin; kullanılan oyların belli bir yüzdesinin çoğunluğunu alması gerekir. Mesela, oyların % 40'ının, % 50'sinin, % 80'inin alınması halinde kazanılmış olacağı gibi.
[değiştir] Nisbi temsil sistemi
Seçmenlerin düşüncelerine daha uygun temsil edilmelerini sağlar. Değişik fikir ve siyasi görüşler parlamentoya girer. Azınlıkların veya bazı düşünce taraftarlarının, meclislerde temsili ancak bu sistemle mümkün olur. Bu sistemle ülkedeki parti sayıları çoğalır. Ancak çoğunluk sağlamak zor olduğundan; kuvvetli ve tek partiye dayanan hükümetler kurulması da güçleşir. Seçilenler genellikle tabandan ve seçmenden uzaklaşır. Hükümet buhranlarına ve istikrarsız iktidarlara çok rastlanır. Devlet idaresi ve bürokrasi, koalisyon hükümetleri ve iktidarların parçalanmasından çok zarar görür. Türkiye bilhassa 1973-1980 devrinde bu sıkıntıları yaşamıştır.
- Seçim birimi
- O ülkede veya bölgede ortalama kaç geçerli oya bir milletvekili düştüğünü gösteren rakamdır. Mesela, seçim birimi: 30.000 oy olsun. O ildeki 3 partidan A partisi: 150.000, B partisi: 90.000, C partisi: 30.000 ve D partisi: 20.000 oy alsın. Bu durumda (A= 5), (B= 3) ve (C= 1) milletvekili çıkaracak (D) partisi ise milletvekili çıkaramayacaktır. Buna "Barajlı D'hont" nisbi temsil sistemi denir. Türkiye'de 1961'den sonra en çok uygulanan sistem budur. Ancak 1965'te "Milli bakiye sistemi" adı verilen ve alınan oy sayısının, parlamentoda tam orantılı şekilde temsilini sağlayan, bir seçim sistemi tatbik edilmiştir. Buna göre milli çerçeveli, ülke çapında yapılan bir genel seçimde; her parti tek bir milli aday listesi sunar. Sandalyeler de, milli seçim birimine göre dağıtılır. Boş sandalyeler ise, en fazla oy artığı bulunan listelere ilave edilir.
Türkiye'de seçim siyasi bakımdan, 1876 Birinci Meşrutiyet Anayasasıyla ilk defa uygulandı. Buna göre, her il bir seçim çevresi ve seçimler gizli olacaktı. Muvakkat Talimat adlı geçici bir talimatla(5 Kasım 1876'da) ilk Milletvekili Genel Seçimi 1877 yılında yapılmıştır. Seçim kanunu hazırlanıncaya kadar Muvakkat Talimatla seçimler olacaktı. Servet ilkesine göre, aday olabilmek için Türkiye'de az-çok bir emlak sahibi olmak gerekiyordu. İstanbul ve çevresi dışında kalan yerlerin milletvekillerini, o yerlerin idare meclisi üyeleri gizli oyla seçtiler. İstanbul ve çevresi ise 20 seçim çevresine ayrıldı. Eşraf ve erkandan birer seçim kurulu kuruldu. Seçim çevresi halkından 25 yaşını bitiren, emlak sahipleri iki vekil seçti. 40 kişi olan bu vekillerse İstanbul milletvekillerini seçtiler. Birinci Meşrutiyetin tek seçimi bu oldu.
1908'de İntihab-ı Mebusan seçim kanunu çıktı. Buna göre, iki dereceli, servet ve çoğunluk esası getirildi. İlk defa siyasi partiler bu seçimde mücadeleye girdi. İstiklal Harbi sırasında ilki, (23 Nisan 1920 toplantısı için) 19 Mart 1920'de; ikincisi ise 1923'te yapılan iki seçim vardır. Servet esası kalkmış ve seçmen yaşı 18'e inmişti. 1927, 1931, 1935, 1939, 1943, 1946, 1950, 1954 ve 1957 seçimleri yapıldı. İlk dördü İntihab-ı Mebusan Kanununa göredir. 5 Aralık 1934'te 2598 sayılı kanunla kadınlara da seçme ve seçilme hakkı verildi. Seçmen yaşı 22 oldu.
1942 tarihli Mebus Seçimi Kanunu da, iki dereceli sistemi kabul ediyordu. İlk defa 1946 tarihinde, Milletvekili Seçimi Kanunu ile tek dereceli sistem getirildi. Ancak, bu kanun da açık oy, gizli tasnife dayandığı için sağlıklı ve dürüst bir seçim olmadğı iddia edilmektedir.
Türkiye'de, gerçek milli iradeyi, dürüst bir şekilde yansıtabilecek ve çok partili hayata yol açabilecek ilk seçim kanunu, 16 Şubat 1950 tarihli ve 5545 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanunu'dur. Bu kanuna göre, 14 Mayıs 1950'deki seçimle tek parti iktidarından, çoğulcu demokrasiye geçildi. 1954 ve 1957 seçimleri de aynı şekilde ve çoğunluk sistemine göre yapıldı. Kuvvetli ve millet çoğunluğuna dayanan iktidarlar işbaşına geldi. 1961 Anayasası, seçme ve seçilme hakkı ve bunların teminat altına alınması için temel ilkeleri koydu. Türkiye tarihinde ilk defa seçimlerin, serbest, eşit, gizli, tek dereceli genel oy (gizli oy), açık tasnif ve döküm esasına göre yapılacağı belirlendi.
Çoğunluk sisteminden farklı bir sistem de seçim kanunlarıyla getirildi. 1961 seçiminde, Cumhuriyet Senatosu seçimi çoğunluk sistemine, milletvekilleri seçiminde nisbi temsil usulüne yer verildi. 1965'te, her iki meclis seçimlerinde de, bir nisbi temsil çeşidi olan Milli Bakiye sistemi getirildi.
[değiştir] Barajlı seçim sistemi
1969 seçimlerinde, bir önceki dönemde Türkiye İşçi Partisi'nin parlementoya 16 kişi sokmasından ders alınarak seçimlere bir baraj sistemi getirildi. Buna göre bir seçim çevresindeki geçerli oyların toplamı, o ilin milletvekili sayısına bölünüyor, böylece de çıkan seçim (baraj) sayısından az oy alan siyasi partilere veya bağımsız adaylara milletvekilliği verilmiyordu. Açıkta kalan milletvekili varsa, baraj altında oy alan parti ve adaylar düşünülmeden "D'hont" sistemine göre paylaştırılacaktı. Hiçbir parti ve aday seçim sayısına ulaşmazsa, çıkacak milletvekilleri "D'hont" sistemine göre tespit ediliyordu. Bu sisteme "Barajlı D'hont" adı verildi. Bu sistemi Anayasa mahkemesi iptal etti.
1982 Anayasası ve akabinde çıkarılan Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu ile ABD tipi "güçlü partiler" temsiline daha da yaklaşılmış oldu. Cumhuriyet Senatosu (tabii senatörü, kontenjan ve seçimle geleni de olmak üzere) kaldırıldı. Millet meclisi üye sayısı ise 400'e indirildi. Fakat 1987'de yapılan değişiklikle tekrar 450'ye çıkarıldı. Türkiye genelinde partilere yüzde on barajı ve ayrıca, seçim çevresi barajı konuldu. Buna göre, bir seçim çevresinde, kullanılan geçerli oyların toplamının, o çevreden çıkacak milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayıdan az oy alan siyasi partilere ve bağımsız adaylara milletvekili tahsis edilmez. Yani bu yüzdenin altındaki bir parti o bölgede veya ilde milletvekili çıkaramıyor.
1987 genel seçimleri öncesinde çıkarılan bir kanunla, bir çeşit Dar Bölge Sistemine geçildi. Buna göre, her ilin nüfusuna göre tespit edilen milletvekili sayısı 6'yı geçerse, o il birden fazla seçim çevresine ayrılıyor. 6 milletvekili çıkaracak olan bölgelerde partiler birer kontenjan adayı gösteriyor. Bu sayı, toplam milletvekili sayısının % 10'u olan 45'e ulaşmazsa diğer bölgelerden dolduruluyor. Bir seçim bölgesinde en çok oyu alan partinin kontenjan adayı kazanmış oluyor. Geri kalan milletvekilleri; 5 çıkaracak olan bölgelerde % 20'yi, 4 çıkaracak yerlerde % 25'i, 3 çıkaracak yerlerde % 33'ü, 2 çıkaracak yerlerde % 50'yi geçen partiler arasında paylaştırılıyor.
1991 seçimlerinden önce çıkarılan bir kanunla, 2 ve 3 milletvekili çıkaracak olan yerlerde % 25 barajı kabul edildi. Ayrıca, bir seçmen, oy verdiği partiden yalnız bir adaya tercih işareti koyabiliyordu. Bu tercih işaretleri toplamı, o partinin, o bölgeden aldığı oyların % 15'ini geçerse, o aday birinci sıraya geçmiş oluyordu.
Bu şekilde kuvvetli ve tek partili iktidarlar dönemi başlatılmak istendi.
Mahalli İdarelerde İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi seçimlerinde istikrarı sağlamak için 1984 tarihli 2972 sayılı kanunla seçimde Baraj Usulü kabul edilmiştir. Buna göre, bir seçim çevresinde kullanılan geçerli oy toplamının onda birine tekabül eden sayı bütün partilerin ve bağımsız adayların aldıkları oy sayısından çıkarılır. Bu çıkarmadan sonra geriye kalan oy, oyu kalmayan siyasi partiler ve bağımsız adaylar üye tahsisinde hesaba katılmaz.
Milletvekili seçiminin başlangıç tarihini ve oy verme gününü kanun tespit eder. Seçimlerle ilgili işlemlere, seçmen kütüklerinin yazılması ile başlanır. Her seçim bölgesi için bir seçmen kütüğü düzenlenir. Ancak, bu düzenlemeden sonraki altı ay içinde ikinci bir seçim olursa, yeni bir kütük düzenlenmez. Seçmen kütüklerine yazılı olmayan oy kullanamaz. Oturduğu yere en yakın seçim bölgesi ve sandığında oy kullanma hakkı vardır. Birden çok seçmen kütüğüne yazılmak ve birden çok oy vermek yasaktır.
- Seçim kurulları
- Türkiye'de seçim işleri, seçim kurulları tarafından yapılır. Bağımsız yargı denetimi seçimlerde esastır.
- Yüksek Seçim Kurulu
- Ankara'da bulunur. Seçimlerin başlangıcından sonuna kadar düzen içinde geçmesini sağlar.
Seçimlerin dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma seçim süresince ve seçimden sonra seçimlerle ilgili bütün şikayet, itiraz ve yolsuzlukları inceler, kesin karara bağlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin seçim tutanaklarını kabul eder. Yedi asil, dört yedek üyeden meydana gelen bir kuruldur. Bu üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasında gizli oyla seçilir. Bunlar aralarından gizli oyla ve salt çoğunlukla bir başkan ve bir başkan vekili seçerler. İki Yargıtay ve iki Danıştay üyesi kura ile yedek üyeliğe ayrılır. Başkan ve başkan vekili ad çekmeye dahil değildir.
- İl seçim kurulu
- İl seçim çevresinde kanunla tespit edilen vazifeleri görür. Seçimleri düzenle yürütür. İl merkezindeki derecesi en yüksek hakim, başkandır. Diğer iki yüksek dereceli hakim de üye olur. Yargı organında iki hakim de yedek üyedir.
- İlçe seçim kurulu
- Her ilçe çevresinde, kanunun verdiği görevleri yapar. Seçimi düzenle yaptırır. İlçenin en yüksek dereceli hakiminin başkanlığı ile diğer altı üyeden meydana gelir. Dördü siyasi partilerden ikisi de öğretmenlerdendir. İki öğretmen yedek üyesi de vardır.
- Sandık kurulu
- Sandık çevresinde seçimi yapan ve İlçe Seçim Kurulu tarafından kurulan bir başkan ve dört üyeden meydana gelir.
Seçim sonuçları hakkında şikayet ve itirazlar kanunla tespit edilmiş olup, kurullara aşağıdan yukarı doğru yapılır.